‘Hayır’cıların korkusu: Gizli ‘evet’çiler
Referandum sürecinin son haftalarında evet oylarında bir hareketlenme görülüyor. Bu hareketlenme "evet'e yakın" kararsızların tereddüdünün giderilmesiyle irtibatlı.Bunun birçok sebebi var. Avrupa başkentlerinin...
Referandum sürecinin son haftalarında evet oylarında bir hareketlenme görülüyor. Bu hareketlenme "evet'e yakın" kararsızların tereddüdünün giderilmesiyle irtibatlı.
Bunun birçok sebebi var. Avrupa başkentlerinin "hayır"cı tavrının doğurduğu milli tepki; hayırcıların bir gelecek perspektifi sunamaması; CHP'nin yalan ve çarpıtmalara başvurması; evet cephesinin yeni sistemi ve gelecek vaadini kapsayıcı bir dille anlatmasını başlıca nedenler olarak sayabilirim.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, evetlerdeki hareketlenmeyi konsolide eden "kapsayıcı ve toparlayıcı" mesajlarını yoğunlaştırdı. "16 Nisan'dan sonra hak ve özgürlüklerde daha ileri, daha güzel bir Türkiye göreceğiz" vaadine "Evet diyen ne kadar saygınsa, Hayır diyen de o kadar saygındır" yaklaşımını ekledi. Hayır diyen seçmenle hayırı hararetle isteyen terör örgütlerini ayrıştırdı.
Böylece milletin tercihinin bütün siyasetçilerin boyun eğmesi gereken nihai karar olduğunu bir kez daha işaret etmiş oldu.
Yine Erdoğan kapsayıcı yaklaşımında "hayır" çadırını ziyaret etmekle kalmadı. Diyarbakır konuşmasında "barışın ve özgürlüklerin fedaisi biziz" vurgusu ile Kürt sorununa ilişkin bir çerçeve sundu. Hatta bu konuşma sadece halkoylaması öncesi Kürt seçmene yönelik "ikna" amaçlı olmaktan fazlasını içeriyordu.