Putin'in Türkiye'yi "yalnızlaştırma" politikası
Rus uçağının düşürülmesi Türkiye-Rusya ilişkilerinde bir gerginlik ve mücadele dönemini başlattı. Elbette yapılması gereken ikili ilişkileri hızla toparlayacak görüşmeleri...
Rus uçağının düşürülmesi Türkiye-Rusya ilişkilerinde bir gerginlik ve mücadele dönemini başlattı. Elbette yapılması gereken ikili ilişkileri hızla toparlayacak görüşmeleri gerçekleştirmek. Zira Rusya ve Türkiye'nin ticaretten enerjiye kadar birçok alanda ortak menfaatleri söz konusu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun sağduyulu açıklamaları bu durumun farkında olmaları ile ilgili. Ancak krizi aşabilmek için Türkiye'den gelen görüşme çağrılarını Rusya'nın cevapsız bırakması ve özür talep etmesi bu gerginliğin kısa sürmeyeceğini gösteriyor.
Diğer yandan Rusya, "Türkiye'nin DAİŞ'e destek verdiği" propagandasını dillendirmeye başladı. Fakat önümüzdeki mesele bunun çok ötesinde. Suriye iç savaşı çözüme kavuşmadıkça yeni krizler ortaya çıkacak ve bu da ilişkileri daha da gerecek. Zira düşürülen uçak, Rusya'nın Ortadoğu'daki iktidar oyununu gözler önüne serecek bir süreci tetikledi. Dahası önümüzdeki dönem ABD'nin bölgede çok daha etkin olacağı bir dönem olacak. Öncelikle Rusya, Türkiye'yi bölgesel konular ve ittifakları alanında zorlayacak bir dizi diplomatik girişimde bulunmayı politikasının merkezine yerleştirmiş gibi görünüyor. Bunun ilk adımı Türkiye'yi Suriye konusunda yalnız bırakmak olacak.
Moskova zaten, İdlib ve benzeri şehirlerdeki sivilleri bombalayarak ılımlı muhalefeti doğrudan hedef alıyordu. Buna daha güçlü şekilde devam edecek. Rusya, Türkiye'nin rahatsız olduğu PYD gibi aktörleri desteklemekle de yetinmeyecek. Aynı zamanda Türkiye'nin Suriye politikasına destek veren ya da yakın duran aktörleri Türkiye'den uzaklaştırma yönünde çaba sarfedecek.