Sırada İslamcılar var!
7 Haziran seçimleri Türkiye siyasetindeki aktörler açısından önemli bir kırılma noktasıdır. Değişen elit koalisyonlarına ve etnikdini kimlik siyasetinin yükselişine tanıklık edeceğimizi tahmin...
7 Haziran seçimleri Türkiye siyasetindeki aktörler açısından önemli bir kırılma noktasıdır. Değişen elit koalisyonlarına ve etnikdini kimlik siyasetinin yükselişine tanıklık edeceğimizi tahmin ettiğim yeni döneme hazır olmak için en fazla muhasebeye ihtiyacı olan aktörlerin başında AK Parti gelmektedir. Zira bu parti son on üç yılda tercihleri ve mücadelesi ile siyasi mimarimizi şekillendirdi.
Kemalist vesayeti geriletirken AK Parti, liberallerden İslamcılara kadar çok sayıda stratejik elit grubundan destek gördü. Bu grupların önemi, gündem oluşturma ve söylem kurma yeteneklerinden gelmektedir. AK Parti, 2002'den 2010 referandumuna kadar iktidar olduğu fakat muktedir olamadığı söylense de, siyasi sistemi dönüştürecek icraatlar sergiledi. Muktedir olmanın iki temel boyuta sahip olduğu söylenebilir. İlki, siyasi karar- ları alabilme ve kurumları bu yönde dönüştürebilme gücüdür. 2007'de Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesi ile AK Parti bu yolda önemli bir eşiği aştı. Her seçimden başarı ile çıkan AK Parti, kitlelerin geniş desteği sayesinde güçlenerek iktidarda kaldı. Ancak dönüşümün devamı ve yeni bir yapının kurulması için muktedirliğin ikinci bir boyutuna ihtiyaç var. Bu da stratejik elit ve kimlik gruplarının desteğini/ rızasını alabilmektir. Kemalistlerle mücadele sırasında AK Parti, liberallerin, bazı solcuların, Kürt milliyetçilerinin, Gülen grubunun ve İslamcıların desteğini toparlayabildi. Kitlelerin oyu ile stratejik grupların desteğini mezcetti.