Suriyeli mülteciler Avrupa trenini harekete geçirir mi?
Suriye, yabancı savaşçı ve terör olgusundan mültecilerin dramına kadar çok boyutlu olarak Türkiye dış politikasının ana gündemini oluşturuyor. PYD'nin Kuzey Suriye'deki "kazanımlarına" güvenerek...
Suriye, yabancı savaşçı ve terör olgusundan mültecilerin dramına kadar çok boyutlu olarak Türkiye dış politikasının ana gündemini oluşturuyor. PYD'nin Kuzey Suriye'deki "kazanımlarına" güvenerek PKK'nın terörü yeniden başlatması da DAİŞ mahreçli saldırılar da Suriye krizi ile irtibatlı.
Dış ilişkilerin karşılıklı bağımlılık dünyasında Suriye krizi, Türkiye-Avrupa ilişkilerinde yeni bir hareketlenmenin de müsebbibi oldu. Nitekim, Almanya Başbakanı Merkel geçtiğimiz pazar Suriyeli mülteci sorununun yönetimi konusunu görüşmek üzere Türkiye'de idi. Türkiye'ye yönelik Batı medyasında çıkan "kasıtlı" eleştirileri göz ardı ederek Merkel'in 1 Kasım seçimlerinin hemen öncesinde gelmesi AB'nin mülteci akınını ne kadar ciddi bir tehdit olarak algıladığını gösterdi. Sayıları 600 bini aşan Suriyeli mülteci akını, Rusya'nın Esed rejimi ile yoğunlaştırdığı bombardımanlardan sonra Avrupa'ya doğru yeni bir dalgayla daha da hız kazanabilir.
Şimdiden her gün yedi bin mülteci akıyor Avrupa'ya. Bu sebeple uzun süredir Türkiye'nin çağrılarına kulak tıkayan AB ve Almanya bugün Suriyeli mülteci akını konusunda bir şeyler yapmak zorunda kalıyor ve Türkiye'nin aktif desteğine ihtiyaç hissediyor. Türkiye'nin ayaklarını yere sağlam basması da Avrupa'nın güvenlik meselesi.