“Terörü sıradanlaştırmak” kime yarar?
Türkiye siyasetini anlamaya çalışırken komplo teorilerini kullanmak geçmişte hayalci ve basitleştirici olmakla eleştirilirdi. Bu komploları küçümseyen analistlerin terörü konuşurken en fazla "komploya inanma...
Türkiye siyasetini anlamaya çalışırken komplo teorilerini kullanmak geçmişte hayalci ve basitleştirici olmakla eleştirilirdi. Bu komploları küçümseyen analistlerin terörü konuşurken en fazla "komploya inanma, komplosuz da kalma" tavrına geçebildiğine şahit olurduk.
Son üç seçimde seçim öncesi ortaya çıkan "istisnai" olaylar ve terör üzerinden siyasetin akışı o kadar tahmin edilebilir hale geldi ki insanın "analizsiz kalma" diyesi geliyor.
Hepimiz seçim öncesi provokasyonlara hazırlıklıyız. Bütün taraflar, kimleri hangi söylemlerle suçlayacağını biliyor. Savcı Kiraz'ın DHKP-C militanlarınca şehit edilmesi, İstanbul Emniyeti'ne saldırı ve Ağrı'nın Diyadin ilçesindeki PKK saldırısı bu terör dalgasının ilk halkaları.
Savunma Bakanı Yılmaz da HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da karşılıklı suçlamalarla bu tür saldırıların devam edeceği uyarısında bulunuyor. Bahar şenliği kutlamasına seçimlerde baskı oluşturmak amacıyla katılan PKK'lıların 12 saat çatışacak kadar hazırlık yapmış olmasını önemsemeyen Demirtaş bu saldırıyı rahatlıkla AK Parti provokasyonu olarak niteleyebildi: "Dün Ağrı'da sahte bir kurgu operasyon vardı ve orada mümkün olduğunca fazla cenaze çıkarmaya çalıştılar."