Trump’lı ABD’nin yeni rolü
Trump yönetiminin ABD'ye nasıl bir küresel rol biçeceği bugünlerde bütün başkentlerin ana tartışma konusu. Zira uluslararası sistemin açık ara en güçlü aktörü olarak ABD'nin tercihleri yeni...
Trump yönetiminin ABD'ye nasıl bir küresel rol biçeceği bugünlerde bütün başkentlerin ana tartışma konusu. Zira uluslararası sistemin açık ara en güçlü aktörü olarak ABD'nin tercihleri yeni trendler ve dengeler üretebilecek etkiye sahip.
Spesifik politikalara geçmeden önce bir makro strateji öngörüsünde bulunabiliriz. Öncelikle müesses nizama eleştiriyle gelen Trump, seçim döneminde söyledikleri ile kurduğu kabinenin yaklaşımlarını uzlaştıracak bir yolda yürüyecek. Ve Trump, Obama'nın mirasını tasfiye etme amacıyla gelse de ABD'nin stratejik önceliklerine uygun davranacak. Bu yüzden "Önce Amerika" mottosunun içe kapanmak anlamına gelmesi beklenmemeli.
ABD'nin başka ülkelerin meseleleri ile ilgilenerek parasını ve enerjisini harcadığı yönündeki eleştiri "süper güç" olmanın imkânlarını bir kenara bırakmayacaktır. Aksine bu imkânlar ABD'nin milli çıkarları için yeniden dizayn ve seferber edilecektir. Sözgelimi Trump, ne Bush'un topyekûn müdahaleciliğini ne de Obama'nın seçmece müdahaleciliğini tekrar etmeyebilir. Ancak kendi formunda, derin stratejik etkileri de olan ekonomik bir müdahalecilik üretebilir. TPP ve NAFTA dahil ticaret anlaşmalarının yeniden müzakere edilecek olması bile ciddi bir gerilim konusu.
"Serbest değil adil ticaret" arayışı Rusya, Avrupa ve Çin ile yeni ilişkiler anlamına gelecektir. Dahası, bu yeni müdahaleciliğin gerektiğinde saldırgan, askeri forma kolaylıkla bürünebilmesi de kuvvetle muhtemel.