Türkiye’ye “havuç-sopa” politikası çalışır mı?
Batı medyasında güçlenmekte olan yeni bir eğilim var. "Madem Erdoğan gitmiyor, dört yıl daha iktidarda, o halde ne yapmalıyız?" sorusuna cevap aranıyor. "Türkiye'yi kaybetme" riskinin de iyice arttığı kanaatiyle adına "havuç-sopa politikası" diyeceğimiz bir yaklaşım öne çıkıyor.
Sonda söyleyeceğimi başta ifade edeyim; Bu yöntem çalışmaz. Bu görüşe göre, "güçlü Erdoğan'ın Batı'dan kopma hamlesine" rağmen Türkiye, Batı ittifakı içerisinde tutulmalı. Son dönemde ABD ve AB'nin gündeme getirdiği zayıf cezalandırma (yaptırımlar) yöntemleriyle Türkiye gibi "stratejik bir müttefik" kaybedilmemeli. Aksine önce güçlü yaptırımlar (sopa) gelmeli, bunu da ödüller (havuç) takip etmeli. Bu yaklaşımın son örneği The Economist'te yayımlandı.
Dergi, "zor müttefik" Erdoğan'ın Atatürk'ten yüzyıl sonra Türkiye'yi Batı'dan uzaklaştırdığını iddia ediyor. S-400 ve Kıbrıs açıklarında sondaj gerginlikleriyle gidişatın daha da kötüleştiğine dikkat çekiyor. AB'nin tepkisini etkisiz buluyor ve kendince "etkili bir havuçsopa yöntemi" öneriyor: