Washington’ın üç seçeneği...
S-400'lerin teslimatı yaklaşırken Washington ile Ankara arasındaki gerilimin tonu da yükseliyor. Ankara, bu hava savunma sistemini Washington'ın bütün tehditlerine rağmen almakta kararlı.
En son ABD Savunma bakan vekilinin Türk Savunma Bakanı Akar'a gönderdiği mektuptaki uzun yaptırımlar listesi de Ankara'nın kararlılığını değiştirmedi.
Başkan Erdoğan, salı günkü grup toplantısında, sık tekrarladığı beyanı, bir adım daha ileri taşıdı: "Türkiye S-400 savunma sistemlerini alacaktır demiyorum, almıştır.
Biz bu işi bitirdik.
Uygun fiyatla olmanın yanında ortak üretime de geçebilme sözünü alarak sözleşmemizi imzaladık.
İnşallah önümüzdeki ay da ülkemize teslimi yapılacak." Dün de Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu hiçbir şekilde geri adım atılmayacağını söyledi ve ekledi: "ABD'nin olası yaptırımlarına karşı atacak karşı adımlarımız var... NATO, Türkiye'nin hava sahasının sadece yüzde 30'unu koruyabiliyor." Bu restleşme cümlelerine karşın Pentagon sözcüsü Andrews'ten ilginç bir açıklama geldi:
"ABD stratejik ortağı Türkiye'yle ilişkisine çok kıymet verir. İlişkilerimiz çok katmanlıdır, sadece F-35 programından ibaret değildir." Pentagon'dan sürekli yapılan tehdit açıklamasıyla uyuşmayan bu cümleleri nasıl anlamalıyız? Bir yumuşama ihtimali mi var?
28-29 Haziran'da G-20 zirvesinde gerçekleşecek Erdoğan-Trump görüşmesi öncesi bir jest mi yapıldı?