Artık kimse güven altında değil

ANALİZ ARTIK KİMSE GÜVEN ALTINDA DEĞİL “Kirli” bir referandum sonucu Türkiye'nin rejimi gayrıresmi olarak tamamen değiştirildi artık. Erdoğan zaten kullandığı yetkileri yeni rejim 2019'da...

ANALİZ ARTIK KİMSE GÜVEN ALTINDA DEĞİL “Kirli” bir referandum sonucu Türkiye'nin rejimi gayrıresmi olarak tamamen değiştirildi artık. Erdoğan zaten kullandığı yetkileri yeni rejim 2019'da yürürlüğe gireceği halde şu anda rahatlıkla kullanıyor. İki eksiği de yine referandum oyunuyla tamamlandı, hem parti başkanı oldu hem de yüksek yargı üyelerini tek başına belirledi. Böylelikle belki de tarihte ilk kez demokrasi, hukuk ve insan haklarından “halk oyu” ile vazgeçmiş bir ülke konumuna düştük. Bu durumda da keyfi yönetim her aşamada iliklerimize kadar işlemeye başladı. Korku en tepedeki bir kişi hariç herkesin yüreğine salındı. Yüksek hâkimler korku içinde. Artık bırakın hukuku akla ve mantığa uymayan her türlü kararı sanki çok olağanmış gibi alabiliyorlar. Sadece bir kişiden korktukları için, ondan bir itiraz gelmediği sürece de kendilerini güven altında hissediyorlar. Asker bitmiş durumda. Koskoca Genelkurmay Başkanı bir kişinin hışmını çekmemek için dinci faşist darbe girişimi hakkında bile tek kelime edemiyor. Sivillerini çekip en tepedekinin yanında fotoğraf vermekten başka bir şey yapamıyor. Devletin tüm kurumlarının yetkilileri, bu yetkilerini sadece en tepeden gelecek emirlere göre kullanıyor, hukuku akıllarına bile getirmedikleri gibi mantıkla da hiç uğraşmıyorlar, kararları ne kadar mantıksız ve akıl dışı olursa olsun bu sayede başlarına hiçbir şey gelmeyeceğine inanıyorlar. Medya patronlarının durumu daha da içler acısı. Küçücük adamların parmak sallamasından bile korkarak emirleri aynen yerine getiriyor, halkın kafasını sadece ve sadece en tepeye biat ettirecek algı operasyonlarını gönüllü olarak yapıyorlar. İş dünyası derin sessizlik içinde. Korkudan kimse yaşadığı derin ekonomik sorunları anlatamıyor. Konuşanlar ise ya kendi başarılarını ya da başarısızlıklarını anlatarak durumu kurtardığını sanıyor. Korku sıradan vatandaşın ise adeta iliklerine işlemiş durumda. Ayakkabı boyacısı bile “dinlendiğinden” şüpheleniyor ya da siyasi bir konuşma yapan olursa “oradan uzaklaşmaya” çalışıyor. Bütün bu absürd durumun ardında korkunç bir gerçek daha var. Artık hiç kimse, hiçbirimiz güven altında değiliz. Her an saçma sapan, akıllara ziyan bir suçlamayla hapse girebiliriz. Bu kişinin önemli olması olmaması hiç fark etmiyor. Ola ki kendini tepeye yakın hisseden birinin radarına takılmaya görün. Bir tweet, bir Facebook paylaşımı, tanıdığınız ama cemaatçi olduğunu bile bilmediğiniz birinin telefon etmesi, hatta yarın öbür gün belki kıraathane yerine cafe denmesi bile hapis yolunu açabilir. Sözcü Gazetesi'nin iki çalışanının akıl almaz gerekçelerle hapse atılması yukarıda yazdıklarımı doğruluyor. Var mı itirazı olan?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yunan Cumhurbaşkanı’nın Eşek Adası’na gitmesi, kimi tahrik ediyor? 01 Temmuz 2020 | 3.206 Okunma Toplumsal tepki balonu patladı 30 Haziran 2020 | 3.025 Okunma Şimdi AKP de mi “terör örgütü yandaşı” oldu? 29 Haziran 2020 | 6.219 Okunma Yeni bir kumpas ifşaatı 26 Haziran 2020 | 4.163 Okunma Bu nasıl bir oyundur? 25 Haziran 2020 | 3.700 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar