Baykal doğru söylüyor kepaze olunurdu
BUNU YAZMAK GEREK2002 yılından beri tartışılan konudur; CHP Erdoğan’ın yasağını neden kaldırdı? Daha doğrusu CHP de denmiyor genellikle “Baykal bunu neden yaptı?” diye soruluyor. 2002 seçimlerinde AKP...
BUNU YAZMAK GEREK
2002 yılından beri tartışılan konudur; CHP Erdoğan’ın yasağını neden kaldırdı? Daha doğrusu CHP de denmiyor genellikle “Baykal bunu neden yaptı?” diye soruluyor.
2002 seçimlerinde AKP yüzde 34 oy almıştı. CHP yüzde 20’de kalırken diğer tüm partiler yüzde 10 barajını aşamamıştı. Böyle olunca da birinci olan AKP yüzde 34’lük oyuna rağmen Meclis’t§e yüzde 60’ın üzerinde temsil gücü bularak tek başına iktidar olmuştu.
Buna karşı partinin genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan “yasaklı” olduğu için milletvekili seçilme hakkına kavuşamamıştı. Ortada çok garip bir durum vardı sonuçta; Bir parti Meclis’te yüzde 60’lık bir üstünlükle tek başına iktidar olduğu halde genel başkanı dışarıda kalmıştı.
Bu garabeti gidermek için CHP ile AKP anlaştı ve Erdoğan’ın yasaklı olmasını sağlayan anayasa maddesi değiştirildi. Böylelikle sadece Erdoğan değil o ana kadar durumu Erdoğan’la aynı olan ve gelecekte de bu duruma düşecek bütün siyasiler kurtulmuş oldu.
Zaman içinde AKP daha da güçlenip Erdoğan için de “diktatör mü oluyor” kuşkuları dile getirilmeye başlanınca pek çok CHP’li “Baykal zamanında Erdoğan’a geçit vermese şimdi bunlar olmazdı” demeye başlamıştı.
Baykal’ın o zamanki iradesini ilk günden beri destekleyen biriyim. Nedeni ne olursa olsun seçim kazanmış bir siyasi partinin genel başkanını zorlama kanun maddeleriyle yasaklı yapamazsınız. O siyasi parti birinci çıkıyorsa seçimlerden, bunda liderinin de payı çok büyüktür. Demokratik bir ülkede zaten “siyaset yasağı” diye bir kavram olmaz. Bir de seçim kazanmış partiye bunu uygulamak demokrasiye de ihanettir.
Şimdi yıllar sonra Baykal 2002’lerden bu yana kendisine yönelik yapılan eleştirilere ilk kez derli toplu ve sert bir cevap verdi. “O gün bu kararı almasaydık kepaze olurduk” dedi.
Evet, 2002’de Erdoğan’ı “siyasi yasaklı” olarak parlamento ve hükümet dışında tutmak belki mümkündü ama bu asla sürdürülemezdi.
En azından AKP’nin meclisteki oyu anayasayı değiştirmek için gereken 367’nin altındaydı ama değişikliği referanduma götürecek sayı 330’un da üzerindeydi. AKP referandumu göze alarak genel başkanının siyasi yasağını kaldırabilirdi.
Kimse kendini kandırmasın, o tarihte yapılacak bir referandumda sonuç mutlaka “yasağın kaldırılması” yönünde çıkardı. Çünkü aklı başında hiç kimse seçim kazanmış ve tek başına iktidar olmuş bir partinin genel başkanını yasaklı tutmayı haklı bulmazdı.
Böylelikle Erdoğan sadece yüzde 34’ün değil halkın büyük çoğunluğunun arzusuyla siyasi yasaklardan kurtulur, ama buna mecliste onay vermeyen CHP de tarihinin en büyük ayıbının lekesini sonsuza kadar üzerinden çıkaramazdı.
Bu nedenle Baykal’ın Erdoğan’la uzlaşarak siyasi yasakları kaldırmak için partisini ikna etmesi o gün için de bu gün için de en doğru karardır. Üzerinde tartışılmaya bile gerek yok aslında.
Siyasi mücadeleler faşist dönemlerde çıkarılan kimi yasaklayıcı kanunların gölgesi altında değil demokrasi ve hukuka en uygun biçimde yapılmalıdır.
DEDİKODU