Bu Zarrab tuhaflığı da neyin nesidir?

Öyle sanıyorum ki bu olay dünyada bir ilktir. Daha önce hiçbir ülkede böylesi bir şey yaşanmamıştır. Ama burası Türkiye, artık her şeye şerbetliyiz, hiçbir şey bizi şaşırtmıyor....

Öyle sanıyorum ki bu olay dünyada bir ilktir. Daha önce hiçbir ülkede böylesi bir şey yaşanmamıştır. Ama burası Türkiye, artık her şeye şerbetliyiz, hiçbir şey bizi şaşırtmıyor. Gerçekten “hayal bile olmayan şeyler” bizde gerçekleşiyor. Rıza Zarrab İranlı bir Türk vatandaşı. Şu anda Amerika'da hapiste. Yargılanma gününü bekliyor. Hakkında iddia edilen suç şu; “Kara para oluşturmak ve aklamak, dolandırıcılık, Amerika Birleşik Devletleri'nin ulusal güvenliğini tehlikeye atmak.” Bu kişinin sayısız avukatı var Amerika'da. Ama ikisi çok önemli isimler. Biri New York kentinin efsane Belediye Başkanı Rudy Giuliani, diğeri Amerika eski Adalet Bakanı Michael Mukasey. Şimdi manzaraya bakınız. İranlı bir Türk vatandaşının Amerikalı iki çok önemli avukatı görüşmeler yapmak için şubat ayında ülkemize geliyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul ediliyor. Kara para ve dolandırıcılıktan yargılanan bir sanığın avukatları neden bir ülkenin cumhurbaşkanı ile görüşmek ister? Ve daha önemlisi bir cumhurbaşkanı, bir başka ülkede siyasi olmayan bir nedenle tutuklu olan bir kişinin avukatlarıyla neden konuşur? Ne konuşur? Bugüne kadar yurtdışında hakkında dava açılan bir kişinin avukatları Türkiye'de bu kadar üst düzeyde bir görüşme yapabilmişler midir? Hatta bunun dünyada başka bir örneği var mıdır? Bu büyük bir skandaldır. Kara para ve dolandırıcılıktan yargılanan bir kişinin avukatları cumhurbaşkanı ile görüşüyorsa, o sanığın ve isnat edilen suçun Türkiye Devleti ile ilişkisi olduğu kuşkusu doğar. Bir avukat bilgi almak ve bilgi aktarmak için sanığın gösterdiği kişilerle görüşmeler yapabilir, bilgi ve belge desteği isteyebilir. Giuliani ve Mukasey'in Ankara'daki görüşmesini de bu çerçevede değerlendirmek yanlış bir davranış değildir. Böyle bir görüşmenin öğrenilmesi halinde insanların “Acaba avukat ne anlattı, ne tür bilgi ve belge istedi, nasıl bir yardım talebinde bulundu” sorusunu sormalarından daha doğal bir şey olamaz. Daha da ötesi “Demek ki Rıza Zarrab adlı kişiye yöneltilen suçlamalar Türkiye'yi yönetenleri de yakından ilgilendiriyor” kuşkusu herkesin zihninde yer alır. Bu olay büyük bir skandaldır, rezalettir. Cumhurbaşkanlığının bu konuda açıklama yapması, ya bu görüşmeyi yalanlaması, eğer yapıldıysa içeriğini açıklaması gerekir. İki ünlü avukat Rıza Zarrab'ı temsilen Türkiye'ye geldiler belki ama biliyoruz ki o dava ile ilgili tutuklu sanıklardan biri de Halkbank Genel Müdür Yardımcılarından biri. Bu da Ankara görüşmelerinde “devleti de ilgilendiren” bir dizi bilgi belge alışverişi yapıldığı kuşkusunu doğuruyor. Zarrab Amerika'da yakalandığında ve tutuklandığında “Türkiye'nin başının çok ağrıyabileceğini” yazmıştım bu köşede. Ama inanın olayın bu kadar yukarılara çıkabileceğini hiç aklıma getirmemiştim.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yunan Cumhurbaşkanı’nın Eşek Adası’na gitmesi, kimi tahrik ediyor? 01 Temmuz 2020 | 3.206 Okunma Toplumsal tepki balonu patladı 30 Haziran 2020 | 3.025 Okunma Şimdi AKP de mi “terör örgütü yandaşı” oldu? 29 Haziran 2020 | 6.219 Okunma Yeni bir kumpas ifşaatı 26 Haziran 2020 | 4.163 Okunma Bu nasıl bir oyundur? 25 Haziran 2020 | 3.700 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar