Danışmanlar “Ne yaptın reis” deyince
ANALİZHiç gereği yokken Erdoğan çıktı “Bazı duyumlar alıyorum, varlıklarını satıp yurtdışına gönderen işadamları var. Kabineyi uyarıyorum, buna engel olun” dedi. Neresinden...
ANALİZ
Hiç gereği yokken Erdoğan çıktı “Bazı duyumlar alıyorum, varlıklarını satıp yurtdışına gönderen işadamları var. Kabineyi uyarıyorum, buna engel olun” dedi. Neresinden eleştirirsiniz bu sözleri? Bir kere devlet ciddiyeti diye bir şey kalmamış belli ki. Erdoğan AKP genel başkanı olarak ülkeyi tek başına yönetiyor. Bu nedenle “duyuma” veya gelen “sinyallere” dayanarak bir şey söyleyemez. Bulunduğu makam muhalefet değil iktidar makamıdır. Şikâyet etmek değil şikâyetleri gidermektir görevi. Bir muhalefet lideri aldığı duyumlara dayanarak “para kaçışı oluyormuş, bunun önüne geçilmeli” diyebilir. Oysa iktidarda iseniz ekonomiyi derinden etkileyecek bir duyumu veya sinyali kamuoyu ile paylaşamazsınız. Çünkü bu konuda söyleyeceğiniz her şey ekonomiyi alt üst edebilir sonucunu tahmin edemeyeceğiniz tahribatlara yol açabilir. Nitekim Erdoğan’ın bu sözlerinden sonra özellikle dış piyasalarda bir endişe rüzgârı estiği gözlemlendi. Bazı yabancı şirketlerin Türkiye’deki temsilciliklerini ya da aracı kuruluşları arayarak “Türkiye’den para çıkışına izin verilmeyecek mi?” diye sorduklarını birinci ağızlardan öğrendim. Bunun dışında aynı şekilde iç piyasada da dalgalanma kaçınılmaz olur. Birçok kişi paralara el konulacağı, bankaların kapatılacağı endişesine kapılabilir. Konuyu dün sabah Halk Tv’deki Yazıişleri programımda dile getirerek “Erdoğan nasıl böyle konuşabilir, böyle devlet yönetimi olmaz ki, danışmanları ne yapıp etmeli ve Erdoğan’ın bu sözlerini düzeltmesini sağlamalıdır” dedim. Anladığım kadarıyla ekonomideki dalgalanma saraya kadar yansıdı ki, Erdoğan dün engellilerle ilgili bir toplantıda konuşurken “İsteyen herkesin Türkiye’den özgürce para çıkarabildiğini” kaydederek Türkiye’nin yabancı yatırımcı çektiği gibi yurtdışında da yatırım yapan bir ülke olduğu belirtti. Erdoğan Türkiye’nin ekonomik baskı altına alınmaya çalışıldığını ileri sürerek “Amacım yerli ve milli bir duruş sergilemekti. İşadamlarımız bugünlerde sahip çıkmayacaksa ne zaman sahip çıkacaklar?” dedi. Erdoğan’ın hatasını bu konuşma ile örtme şansı var mı? Pek bilemiyorum. Çünkü demeçlerle ekonomiyi yerle bir edebilirsiniz ama bunu durdurmak demeçlerle her zaman mümkün olmaz. Bana öyle geliyor ki, ekonomik krizin tüm ağırlığı ile üzerimize çöktüğünü görüyor artık AKP genel başkanı. Zaten olacağı kesin gelişmeler öncesi bu tür konuşmalar yaparak toplumda “Bütün bunların altında dış güçler ve onun yerli işbirlikçisi hain muhalefet var” algısını yerleştirmeyi amaçlıyor. Tabii olayın bir başka tarafı da var. Dün sabahtan öğleden sonraya kadar piyasaları izlemeye çalıştım. Erdoğan’ın konuşmasına enflasyon oranının son 14 yılın zirvesinde çıkması da eklendi. Ancak buna rağmen çok ciddi dalgalanmalar ya da korkutucu gelişmeler yaşanmadı. Dövizde ani iniş çıkışlar olmadı. Faiz piyasası anormal seyir göstermedi. Demek ki ya ekonomi artık bu duruma alıştı tepki vermiyor ya da devlet yönetme ciddiyeti hiç kalmadığı için saraya, hükümete pek aldıran yok.
BUNU YAZMAK GEREK