Evet diyenler nelerden vazgeçiyor?
ANALİZ Artık dayatılan anayasa değişikliğinin maddelerini tartışmak veya maddeleri anlatmaya çalışmak ne kadar yararlı bilmiyorum. Çünkü gözlediğim kadarıyla vatandaşın önemli...
ANALİZ Artık dayatılan anayasa değişikliğinin maddelerini tartışmak veya maddeleri anlatmaya çalışmak ne kadar yararlı bilmiyorum. Çünkü gözlediğim kadarıyla vatandaşın önemli bölümü ne olup bittiğinin farkında. Çünkü bu anayasa değişikliği 18 madde gibi görünmesine rağmen aslında tek maddeden ibaret. Bu tek madde de şu; “Türkiye'nin bütün idari yapısı, yasama yetkisi ve yargı denetimi bir kişiye teslim edilecek. Bu kişi dilediğini yapacak. Kimse karışmayacak, sormayacak, hesaba çekemeyecek. Sadece millet 5 yıl sonunda eğer beğenmiyorsa o kişiyi indirip başkasını seçecek.” İşin özü budur ve gördüğüm kadarıyla herkes bunun farkında. Fark şurada; toplumun bir bölümü bu durumu bilmesine rağmen yaşamsal olarak biat kültürünün daha işine geldiğini düşünerek evet oyu vermeyi düşünüyor. Bu kesim için ne yazık ki insanı insan yapan değerler pek önemli değil. Bir toplumun kalkınmasında, daha mutlu ve huzurlu yaşamasında gerekli unsurlar bu kesim için pek önemli değil. Bakın tek kişilik rejim için “evet” çıkması halinde nelerden vazgeçeceğiz; Önce demokrasi tamamen bitiyor. Tek parti dönemlerinden bile daha beter biçimde siyasi görüşümüz ne olursa olsun bir kişiyi ülkeyi canı nasıl istiyorsa öyle yönetsin diye seçmek zorunda bırakılıyoruz. İki turlu seçimde bir kişi mecburen yüzde 50 oy alarak başa geçecek. Sizin siyasi tercihiniz Meclis'te hangi güce ulaşırsa ulaşsın artık o andan itibaren bunun bir önemi kalmayacak. Seçmediğiniz, hatta tanımadığınız kişiler bu “zorunlu olarak yüzde 50 oy alan” kişinin keyfine göre başkan yardımcılıklarına, bakanlıklara atanacaklar ve kimseye sormadan ve hesap vermeden diledikleri gibi çalışacaklar. O andan itibaren artık oy vermenin bir anlamı kalmayacak. Siyasi temsilcileriniz hesap sorma hakkından mahrum olacağı için sizin de bir anlamınız kalmayacak. Demokrasi fiilen bitmiş olacak. İkinci olarak hukuk düzeni keyfe keder hale gelecek. Zorunlu olarak yüzde 50'nin üstünde oyla seçilen kişi, denetlenemeyeceği için artık hukuk kurallarına uyma zorunluluğu hissetmeyecektir. Zaten bütün yargıyı şekillendirme hakkı kendinde olduğu için hukuku da kendi keyfine göre yorumlayacak ve yönlendirecektir. En az beş yıl boyunca hiçbir vatandaş kendi hakkını aramak için ülke yönetiminden medet umamayacaktır. Üçüncüsü referandumda “evet” çıkması halinde özgürlükler tamamen ortadan kalkacaktır. Artık zorunlu olarak seçtiğimiz başkanın fikrine uymayanlar için hayat hakkı kalmayacaktır. O başkan sadece kendisini destekleyen, kendisine biat eden kişilere özgürlüklerini kullanma hakkını tanıyacak diğerlerine ise dünyayı zindan edecektir. Başkan hiçbir şekilde denetlenemeyeceği için uymadığı hukuk kuralları, çiğnediği özgürlükler ve kişi hakları konusunda da çok büyük şikâyetler olsa bile hesap sorulamayacaktır.