İki yazıda hakkımda yazılan tanımlamalar
BAŞIMDAN GEÇENLERAşağıda okuyacağınız tanımlamaları dün bazı fedai yazarlar tarafından hakkımda yazılan yazılardan aldım. Süleyman Soylu ile ilgili yazıma öfkelenen bu fedailerin...
BAŞIMDAN GEÇENLER
Aşağıda okuyacağınız tanımlamaları dün bazı fedai yazarlar tarafından hakkımda yazılan yazılardan aldım. Süleyman Soylu ile ilgili yazıma öfkelenen bu fedailerin tanımlamalarını okuyalım önce;
– Fuat Avni postuna bürünmüş
– Sallıyor
– Kalemini Cem Uzan’a kiraya verdi
– Cem Uzan gidince işsiz güçsüz kaldı
– Tetikçi
– Şimdi Korkusuz’a kadar düştü
– Meyhane kapısında dedikodu yapan fahişeler gibi
– Akıl ve ruh sağlığı yerinde değil
– Kot kafa
– Hastalığı ilerlemiş
– Üfürükçü
– Viran halde
– Karakterini kaybetmiş
– Zeki yazarımız
– Yumurtluyor
– Terörün aşağılık yandaşı
– Senin gibiler
– Canımın içi
Şimdi bunları neden sizinle paylaştım. Bu fedalierin yazıları üzerine bazı internet siteleri de ellerini oğuşturarak “Bu yazılar kavga çıkarır” türü başlıklarla duyurmuşlar. Yani fedailer yazacak ben de cevap vereceğim, kavga çıkacak ve okunma oranları artacak. Tabii bunlar bana göre değil. Bir kere çok uzun yıllardır hiç kimse ile polemiğe girmiyorum, girmem de. Özellikle fedai yazarlarla asla polemik yapılmaz. Çünkü onların amacı bir yazı yazmak, fikir belirtmek, eleştirmek ya da uyarmak değil, karalamak, hakaret etmektir. İkincisi polemik yapılacaksa eşitler arası olur. Çok fazla sıklet farkı olduğunda bu polemik değil terör ve vahşet anlamına gelir. 90’lı yılların başında biraz gençliğin etkisi biraz da o günkü gazetemizin yaşadığı güç sarhoşluğunun itelemesiyle sıklet farkımız olan bir iki kişiyle polemiğe girme hatasını işlemiştim. Sonuçta aramızda sıklet farkı olduğu için önce vahşice dayak yediklerini düşünmüştüm ama tetikçilik onların karakterine işledi bu sayede ve çok zengin oldular. Hâlâ o zenginliğin sefasını sürüyorlar. Şimdi merakım şu; yıllardır yazıyorum ve herkes tavrımı da fikrimi de karakterimi de biliyor. Başta Erdoğan olmak üzere iktidarın pek çok ismine eleştiri yazıları yazıyorum. Şu ana kadar hakkımda açılmış tek dava yok. Hatırlamadığım tekzip olabilir o da ikiyi geçmez. Bunca eleştirime rağmen bu fedailer neden hep Süleyman Soylu ile ilgili yazı yazdığımda harekete geçiyor ve bu bakanı akıl almaz biçimde savunuyor? Bazen kendi kendime “acaba ciddi ödemeler mi yapılıyor da, bu fedailer bu kadar şahinleşiyor” demekten kendimi alamıyorum.
CANIMI SIKAN ŞEYLER