Kameralar toplum vicdanının göz oldu
ACAİP YAZILARTeknoloji çağı yaşıyoruz artık. Çok değil 40 yıl önce George Orwell’in yazdığı 1984 romanına dudak büken “Haydi canım olur mu öyle şey, herkes dev bir gözle nasıl...
ACAİP YAZILAR
Teknoloji çağı yaşıyoruz artık. Çok değil 40 yıl önce George Orwell’in yazdığı 1984 romanına dudak büken “Haydi canım olur mu öyle şey, herkes dev bir gözle nasıl izlenirmiş?” diyenler şimdi hayatımıza hiç fark ettirmeden giren kameraların önünde yaşamlarının her anında izleniyorlar. Artık hepimiz kontrol altındayız. Sokakta. AVM’de, işte, arabada, yolda, apartmanda aklınıza neresi geliyorsa hatta belki birçok yerde tuvalette bile kameraların takibindeyiz. Tabii çok işe da yarıyor bu gizli gözler. Hatta öyle ki “toplumun vicdanının gözü oldu bu kameralar” bile diyebiliriz. Örneğin eğer kameralar olmasaydı otobüste manyak bir dincinin saldırısına uğrayan şortlu kızdan haberimiz bile olmayacaktı. Ya da Ankara’da magandaların saldırısı sonucu ağır yaralanan gazileri de bilmeyecektik. Adana’da üniversiteli 3 magandanın saldırısına uğrayan sağır dilsiz gencin acısına da ortak olmayacaktık. Bundan da öte eğer o kameralar olmasaydı o saldırıları yapan magandalar büyük ihtimalle ceza bile almayacaktı. Adalet asla yerine gelmeyecekti. Çünkü örneğin otobüste şortlu kıza tekme adam kişi asla bulunamayacaktı bile. Karakola gidip şikâyetçi olsa bile o kıza polisler büyük ihtimalle “Kızım sen de böyle şortla gezmeseydin keşke” diye nasihat etmeye bile kalkacaktı. Gazilere saldıran magandalar yakalansa bile kamuoyunun bundan hiç haberi olmadığı için belki mahkemeye bile çıkmayacaklardı. Poliste ifadeler alınacak, tanık aranacak, muhtemelen bulunamayacak olay iki grup arasındaki kavga olarak kayıtlara geçecek ve unutulup gidecekti. Adana’da sağır dilsiz genci acımasızca döven genç magandalara da hiçbir şey olmayacaktı. Muhtemelen polis zaptına sıkça görüler “gençler arası kavga” olarak geçecek sağır dilsiz genç yediği dayakla kalacak diğer magandalar da keyifle başka kişilere saldırmak üzere yollarına devam edecekti. Oysa o kameralar toplum vicdanının gözleri olarak suçluların cezalandırılmasını sağladı. Dinlediğimizde asla inanmayacağımız kavgaları gözlerimizle görünce hepimiz öfkelendik. Gazilerin vahşice dövülmesini ayrıntılarıyla izleyince ayağa kalktık. Sağır dilsiz bir gence yapılanları içimiz kaldırmadı. Şortlu kızın saldırıya uğramasına en dindar kişi bile tepki gösterdi. Sonuçta aslında her biri ağır suç olan eylemler kameralar sayesinde cezasız kalarak kayıtların tozlu raflarında yerini almadı. O magandalar, o sapıklar, o reziller yaptıklarının cezasını çekmek üzere adalet önüne çıkarıldılar. Kameralar sayesinde daha önce adaletten kaçabilen birçok kişi artık sıyıramıyor. Yaşadığımız her anın birileri tarafından izleniyor olması açıkçası beni çok rahatsız ediyor. Ancak geldiğimiz teknolojik aşamada bunun çaresi de yok gibi. Belki de bu sayede toplum vicdanının kendini hatırlaması bir teselli olabilir ki zaten bu yazıyı da o nedenle yazmaya çalıştım.
ÇOK GÜLDÜM