Kimse boşuna beklemesin Erdoğan hiçbir rakibinin karşısına çıkmaz

ANALİZ Demokratik ülkelerde seçim dönemi liderler TV ekranlarında karşı karşıya gelirler. Canlı olarak yayınlanan bu programlarda her lider bütün performansını burada sergilemeye ve geniş kitleleri etkilemeye...

ANALİZ

Demokratik ülkelerde seçim dönemi liderler TV ekranlarında karşı karşıya gelirler.
Canlı olarak yayınlanan bu programlarda her lider bütün performansını burada sergilemeye ve geniş kitleleri etkilemeye çalışır.
Bu tür programların en etkili olduğu yer kuşkusuz Amerika. Tabii bu ülkede iki partili sistem olduğu için bu tartışmalara da iki başkan adayı katılır.
Türkiye’de de bu gelenek eskiden uygulanıyordu.
Bunu ilk bozan Turgut Özal oldu.
1983 seçimleri öncesinde diğer iki rakibiyle o zaman tek kanal ve siyah beyaz olan TRT ekranlarında tartışmıştı.
Özal seçildikten sonra bir daha hiçbir rakibiyle karşı karşıya gelmedi canlı yayınlarda.
Özal cumhurbaşkanı olduktan sonra yapılan genel seçimler öncesi parti liderleri çeşitli televizyon ekranlarında topluca tartışma programlarına katıldılar.
Tayyip Erdoğan 2002 seçimlerinden önce sadece CHP lideri ile tartışmaya çıkmayı kabul etmişti.
Erdoğan bu canlı tartışma programından bu yana hiçbir tartışmaya katılmadı.
Çünkü Erdoğan rakipleriyle canlı yayında tartışmayı “itibarını zedeleyecek” bir iş olarak görüyor.
Yüksek kibirli bir edayla kendisinin “cumhurbaşkanı” diğerlerinin ise “muhatap almaya değmeyecek” adaylar olduğunu söylemekten de çekinmiyor.
Buna rağmen Muharrem İnce bıkmadan usanmadan Erdoğan’ı televizyonda canlı yayınlanacak bir tartışma programına davet ediyor.
Hatta öyle ki İnce “kanalı da, soru soracak gazetecileri de siz seçin, bu gazeteciler sizin yandaşınız bile olabilir” diyor. Dün de bu çağrısını tekrarladı.
Erdoğan’ın cevabı ise “Ben kimim, sen kimsin, haddini bil, benimle tartışacak kıratta değilsin” düzeyinden öte olmuyor.
Her ne kadar canlı yayınlarda rakipleriyle tartışmalara çıkmamak Erdoğan’ın çok yüksek kibrinden kaynaklansa da madalyonun bir de öteki yüzü var.
Çok iddialı olarak yazıyorum; “Erdoğan siyasi bir rakibiyle canlı yayınlanacak bir tartışma programına çıkamaz. Buna ne cesareti, ne sinirleri ne de karakteri asla elvermez.”
Nedenlerini sıralayayım;
1- Bilgi hazinesi karşılıklı tartışmaya uygun değil.
2- Hazır cevap biri değil.
3- Çok çabuk sinirleniyor.
4- Monologa çok alışmış durumda, başka konuşmaya tahammül edemez.
Erdoğan hep haklı, doğruları söyleyen tek kişi, konuşma hakkı olan tek kişi ve herkesten üstün olduğuna o kadar inanıyor ki karşısındaki kişi beğenmediği sözler söylediği an kimyası bozuluyor.
Yabancı gazetecilerle röportaj yaparken bile sinirlerine hakim olamıyor azarlamaya kalkıyor.
Böyle bir ortamda örneğin Muharrem İnce’ye cevap vermek isterken stüdyoyu bile alt üst edebilir, söyleyeceği sözlerle bir anda yerle bir olabilir.
Bu nedenle öyle sanıyorum ki kendi çıkmak istese bile danışmanları yalvar yakar olur ve “Ne olur çıkma” diye önüne bile yatar.
Çünkü o danışmanlar da çok iyi biliyorlar ki eğer Erdoğan canlı yayında rakipleriyle tartışmaya girerse asla başarılı olamaz, doğru düzgün konuşamaz, bütün karizması sıfırlanır, perişan olur.

BUNU YAZMAK GEREK

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yunan Cumhurbaşkanı’nın Eşek Adası’na gitmesi, kimi tahrik ediyor? 01 Temmuz 2020 | 3.206 Okunma Toplumsal tepki balonu patladı 30 Haziran 2020 | 3.025 Okunma Şimdi AKP de mi “terör örgütü yandaşı” oldu? 29 Haziran 2020 | 6.219 Okunma Yeni bir kumpas ifşaatı 26 Haziran 2020 | 4.163 Okunma Bu nasıl bir oyundur? 25 Haziran 2020 | 3.700 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar