Maduro'dan devrimci çıkarmak safdilliktir
ANALİZAmerika’nın gündeminde Venezuela var. Trump, “Ben bu adamı değil, muhalefet liderini devlet başkanı olarak tanırım” dedi, ortalık karıştı. Genellikle batı ülkeleri bu karara katıldılar....
ANALİZ
Amerika’nın gündeminde Venezuela var.
Trump, “Ben bu adamı değil, muhalefet liderini devlet başkanı olarak tanırım” dedi, ortalık karıştı.
Genellikle batı ülkeleri bu karara katıldılar.
Güney Amerika ülkelerinin çoğu da aynı kanıda.
Birkaç Güney Amerika ülkesi ile Rusya, Çin gibi diğer dünya devleri ve Türkiye ise Maduro’dan yana.
Erdoğan, Türkiye’ye özgü “Dik dur eğilme bu millet seninle” sloganını telefonla Maduro’ya iletti.
Maduro da bu mesajı halka yaptığı balkon konuşmasından duyurarak bir de üstüne asker selamı verdi.
Şurası bir gerçek ki Maduro, Erdoğan’ın çok yakın dostu olmasa ve Nusret’in etlerinden tadıp da tuz dökme seremonisine katılmasa Venezuela gündemimizde bu kadar olmayacak.
Elbette Maduro Türkiye’de de çok konuşuluyor ama bana göre yanlış konuşuluyor.
Çünkü Erdoğan ve yandaşları, sırf Erdoğan sevdiği için Maduro’nun arkasına geçiyor.
Muhalefetin önemli bölümü de “Amerikan karşıtlığı” bağlamında Maduro’ya destek veriyor.
Çünkü Maduro, Bolivar geleneğinden geldiğini, sosyalist olduğunu söylüyor.
Maduro’yu devirmek isteyenin de Amerika olması, ülkemizdeki sol çevrelerde “emperyalist Amerika” tanımının köpürtülerek ortaya çıkmasına yol açıyor.
Böylelikle Türkiye’de iktidarla muhalefet Venezuela konusunda adeta “hemfikirmiş” gibi görünüyor.
Maduro kendisine sosyalist diyor olabilir.
Ama bu gerçekten sosyalist olduğu anlamına gelmez.
Ülkesinde enflasyonu yüzde on milyona çıkaran, ülkenin yarısını işsiz bırakan, muhalif olanlara çok ağır baskılar uygulayan biri herhalde sosyalist olarak anılamaz.
Bu nedenle Maduro için “antiemperyalist bir sosyalist” yaftası yapıştıranlara hayret ediyorum.
Bir kişinin Amerikan aleyhtarı olması arkasında durulması için başlı başına bir faktör değildir.
Amerika’nın Venezuela’ya emperyalist bir anlayışla yaklaşması ülkenin yönetimine doğrudan müdahale etmeye kalkması elbette asla kabul edilemez.
Ancak Maduro türü bir siyasetçi de sadece “seçilmiş kişi” sıfatıyla kutsanarak “hatasız kul” gibi savunulamaz.
Bence Türkiye’deki sol çevreler ve muhalefet ne yazık ki bu yanlışa düşüyor.
“Seçilmiş” Maduro halkın yüzde 46’sının katıldığı bir seçimde yüzde 67 oy aldı.
Ülkesini ağır bir yoksulluğa mahkum edip kan ve gözyaşından başka bir icraatı olmayan Maduro’nun bir süre sonra yerinden olması şaşırtıcı olmamalıdır.
Dünyanın öbür ucunda bir diktatör, halkın sokağa dökülmesi sonucu devrilirken Türkiye’de “antiemperyalist başkan” tartışmaları bana çok komik geliyor.
OKURDAN MESAJ