Onlar ne cevap veriyorlar?
MERAK ETTİĞİM ŞEYLERHerkes olaylara genellikle kendi penceresinden bakar. Oysa bir de karşı taraf vardır. Acaba o nasıl bir pencereden bakıyor? Gazetecilik mesleği hangi pencereden nasıl bakıldığını öğrenme...
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Herkes olaylara genellikle kendi penceresinden bakar.
Oysa bir de karşı taraf vardır. Acaba o nasıl bir pencereden bakıyor?
Gazetecilik mesleği hangi pencereden nasıl bakıldığını öğrenme ve ortaya koyma sanatıdır aynı zamanda.
Son yıllarda iktidar korkusu yüzünden bırakın karşı pencereden nasıl baktığını anlamaya çalışmayı, soru sormanın bile hayli yürek isteyen bir iş haline geldiğini görüyoruz.
AKP Genel Başkanı günün hemen her saatinde ekranlardan hepimizin karşısına geçiyor, anlatıyor da anlatıyor.
“Aradım Trump’ı” diyor örneğin.
Ya da “Baktım garip garip konuşuyor, frenkansı yükselttim” diye Fransa Cumhurbaşkanı’na nasıl fırça çektiğini anlatıyor.
Bir bakmışsınız İsrail Başkanı’na ayar veriyor.
Medyamız da bu sözleri manşetlere taşıyor. Televizyonlar maçlardaki “ağır çekim tekrarlar” gibi bu konuşmaları defalarca yayınlıyor.
Hepsi iyi güzel de nedense medyanın aklına “Siz bunu söylediniz de karşı taraf ne dedi?” diye sormak gelmiyor.
Bazen karşı taraf cevap verse bile bu cevabı “beğenmedikleri” için ya yayınlamıyor ya da “Küstahlık, haddini bilmezlik” türü sıfatlarla süsleyerek duyuruyor.
Örneğin Erdoğan, İsrail Başbakanı için “Bizim sömürgecilik ayıbımız yoktur. Bizim işgalcilik ayıbımız yoktur Ey Netanyahu. Sen işgalcisin. İşgalci olarak o topraklarda bulunuyorsun. Aynı zamanda sen bir teröristsin” dedi.
Bu sözler medyanın baş haberi oldu ama Netanyahu’nun “Dünyanın en ahlaklı ordusu yıllarca ayrım yapmadan sivilleri bombalayan birinden ders almayacaktır. Görünen o ki Ankara’da 1 Nisan böyle kutlanıyor” cevabını kimse yayınlamadı.
AKP Genel Başkanı Fransa Cumhurbaşkanı için “Baktım garip garip konuşuyor, frekansı yükselttim” diyor ama buna Macron’un ne cevap verdiğini hiç anlatmıyor.
Sahi Macron bu ağır “frekans yükselmesine” karşı ne tepki verdi. Susup oturdu mu? Başını öne eğip sessiz mi kaldı?
Bunu bilmiyoruz ama o Macron iki gün sonra PYD temsilcilerini Cumhurbaşkanlığı sarayında ağırladı, onlara “sonuna kadar destek” sözü verdi ve Menbiç’e asker göndereceğini açıkladı.
Aynı şekilde Erdoğan önceki gün Amerika Başkanı Trump’ı aradığını ve “Bu İsrail’in yaptıklarına bir şey demeyecek misiniz?” diye sorduğunu anlattı. Nedense aldığı cevabı söylemedi.
Kimse de “Sayın cumhurbaşkanım o size ne cevap verdi?” diye sormadı.
Bir gün sonra Amerika’nın Menbiç’e yeni asker gönderdiğini, zırhlı Amerikan araçlarının Türkiye sınırında devriye gezmeye başladığını öğrendik.
Cevaplar böyle mi veriliyor acaba?
CANIMI SIKAN ŞEYLER