Ordu bilerek mi ağırdan alıyor?
ANALİZTerör yapılanmasına karşı uluslararası anlaşmalardan doğan hakkımızı kullanarak başlattığımız Zeytin Dalı Operasyonu devam ediyor. Operasyonda 10’uncu günü de geride bıraktık....
ANALİZ
Terör yapılanmasına karşı uluslararası anlaşmalardan doğan hakkımızı kullanarak başlattığımız Zeytin Dalı Operasyonu devam ediyor. Operasyonda 10’uncu günü de geride bıraktık. Medya ilk günden bu yana sürdürdüğü “destan” edebiyatına devam ediyor. En son Burseya Dağı’nın ele geçirilmesi ile çok büyük bir zafer kazanıldığı duyuruldu. Burada yapılan incelemelerde terör örgütünün çok ciddi bir savunma hattı kurmaya çalıştığı görülüyor. Yer altına yapılan tüneller, beton barınak ve koruganlar için uzun süredir çalışıldığı da anlaşılıyor. Ancak kamuoyu bu operasyona çok büyük oranda destek verirken zihinleri kurcalayan bazı sorular da var. Örneğin harekâtın 10’uncu gününü geçmemize rağmen alınan yol henüz 6-7 kilometre. Genelkurmay açıklamalarında hava koşullarının çok elverişsiz olduğu belirtiliyor. Sis ve yağmurun askerin hareket kabiliyetini etkilediği söyleniyor. Bu da operasyona başlamadan önce “meteorolojinin dikkate alınmadığı” kuşkusu yaratıyor. Afrin’e uzayan yolların çamur içinde olması herhalde önceden bilinmesi gereken bir durum. O halde neden bu kadar acele edildiği de soru işareti olarak duruyor karşımızda. Ancak hava koşulları ne olursa olsun bu devirde, Türk ordusunun ulaştığı teknolojik aşamada bu yavaşlık çok dikkat çekici. Türk ordusunun bundan 44 yıl önce “dünyanın en zor askeri operasyonu” olarak nitelenen “bir adaya çıkarma yapma” operasyonunu bir günde tamamladığını, Kıbrıs’ın kalbinin de 5 gün içinde ele geçirilmesini hatırlayınca Türkiye’ye sadece 30 kilometre uzaktaki Afrin’e hala varılamamış olması insanın canını sıkıyor ister istemez. Afrin yolunda çok ciddi bir direnişle karşılaşılması da bir başka konu. İstihbarat eksiliğinden söz edilebilir mi? Askerimiz operasyona başlarken yol boyunca bu tür saldırılara uğrayacağını bilmiyor muydu? Mutlaka biliyordu ve zaten o nedenle jetlerimiz yüzlerce “sorti” yaptı. Ancak belli ki direniş noktaları fazla kırılamamış. Yine Genelkurmay açıklamalarında çok sayıda teröristin öldürüldüğü rakamlarıyla belirtiliyor. Ancak şu ana kadar imha edilen teröristlerin görüntülerinin olmaması da bana şaşırtıcı geliyor. Ordunun Afrin’e varmayı adeta ağırdan almasının başka nedeni olabilir mi? Afrin bittikten sonra dönüp Menbiç’e bakacağız. O da yetmeyecek AKP genel başkanının dediği gibi Irak sınırına kadar olan bölgeyi temizleyeceğiz. Bu bölgede Amerikan askeri de var ve yaptıkları açıklamalara göre şimdilik geri çekilmeyi düşünmüyorlar. Demek ki Amerika ile bir sıcak çatışma neredeyse kaçınılmaz olacak. O halde belki de Afrin konusu biraz ağırdan alınarak diplomasi yolları zorlanıyordur. Amerika ile karşı karşıya gelmek yerine bir orta yolun bulunması için çaba harcanıyordur. Ancak iktidar Amerika ile çatışma çıtasını o kadar yükseğe taşıdı ki, bundan geri dönüş de pek mümkün değil. Kamuoyu Amerika’nın “Biz ettik siz etmeyin” türü bir özür dilemesi veya diz çökmesi dışındaki bir adımı kolay kabul etmeyecektir. O halde belki de en iyisi sorunu uzattıkça uzatmak ve “yüksek çıtanın” unutulmasını sağlamaktır.
BAŞIMDAN GEÇENLER