Sadece bu olay bile milyonları sokağa dökmeye yeter de artar
Samsun'da üç çocuk muhtemelen 10 yaşın altında, belli ki pek trafik olmayan bir sokakta bisikletleriyle geziyor. Çocuklar mutlu, neşeli, keyifli.O sırada bir adam beliriyor. Elleri arkasında. Bir elinde paket gibi bir şey tutuyor. Biraz...
Samsun'da üç çocuk muhtemelen 10 yaşın altında, belli ki pek trafik olmayan bir sokakta bisikletleriyle geziyor. Çocuklar mutlu, neşeli, keyifli.
O sırada bir adam beliriyor. Elleri arkasında. Bir elinde paket gibi bir şey tutuyor. Biraz dikkatli bakarsanız bunun bir parke taşı olduğu anlaşılıyor.
Adam çocuklara yaklaşıyor. Çocuklar muhtemelen o adamı fark etmiyor bile, eğlenmelerine devam ediyorlar.
Sonra adam bir anda elindeki parke taşı ile küçücük çocuklardan birinin başına vuruveriyor.
Gerisini haber ajanslarından öğreniyoruz. O adam hemen oradan kaçmış. Otogara gitmiş. Burada bir genç kıza sarkıntılık ederken çevredekilerin müdahalesi ile yakalanmış. Polis gelmiş. Gözaltına alınmış. Savcılığa sevk edilmiş. Derken mahkemeye çıkarılmış.
Mahkeme sanığın işlediği suça bakmış. “Taciz” demiş. Delil karartması gibi bir şeyin söz konusu olmadığına ve sanığın kaçmasının da mümkün olmadığına karar vermiş, serbest bırakmış.
Görüntüleri izleyip bu adamın serbest bırakıldığını öğrendiğimde adeta isyan ederek “Hay böyle adaletin” demekten alamadım kendimi.
İşte adalet sistemi bu hale geldi.
Sözcü gazetesinin muhabirleri, suçlandıkları yazı ortadayken “delillerin karartılmaması” ve “kaçmamaları” için tutuklanıyor bu alçak adam serbest bırakılıyor.
Onlarca gazeteci hapislerde süründürülüyor, bu adam elini kolunu sallayarak sokağa çıkabiliyor.
107 gündür açlık grevi yapan ve artık “ölüm sınırına” gelen akademisyenler hala hapiste tutuluyor bu adam özgürlüğün tadını çıkarıyor.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na öfke yağdırıyor saray ve iktidar. Yandaş yalakalar hayasızca saldırıyor. Neden? Çünkü adalet isteniyor.
Ve onlar adeta “adalet öyle olmaz böyle olur” diyerek bir sapığı serbest bırakmaktan çekinmiyor.
Tıpkı “oruçlu anımda dini duygularımı inciten giysiler giydiği için kendimi tutamadım” diyerek bir genç kızı tokatlayan ve daha sonra hem vergi kaçakçısı hem de uyuşturucu müptelası olduğu anlaşılan adamın serbest bırakılması gibi bu adamı da serbest bırakmaktan hiç vicdani sızı duymuyorlar.
İnsanlar “adalet için” yürüyor. Yürüyüşe katılanlar çığ gibi büyüyor. Muhtemelen 10 gün sonra bu sayı önce yüzbinlere sonra milyonlara ulaşacak.
Adaletin artık hiç kalmadığı ülkemizde bütün saydığım olayları bir kenara bırakın. Küçücük bir çocuğa hiçbir nedeni yokken parke taşıyla vuran adamın ve mahkeme tarafından anında serbest bırakılması bile milyonları sokağa dökecek kadar büyük bir olaydır.
Hatta öyle ki “yargı altın çağını yaşıyor, cumhuriyetin savcıları artık görev başında” diyenlere bile “yok artık, bu kadarı da olmaz” dedirtecek kadar büyüktür.
Bu alçak adamın görüntülerinin yayınlanmasından sonra doğan tepki üzerine mahkeme tekrar tutuklama kararı verebilir tabii. Ama ne fark eder ki? Bizi rahatsız eden adaletsizlik. Artık “yalama” haline gelen “tutukla, bırak, tutukla, tekrar bırak” saçmalıkları da adaletsizliğin kanıtlarıdır
Ülkenin çivisi çıktı artık. Sebep olanlar kına yakabilirler.