Saray için “terörist sayılmanın” miladı 17 Aralık
CAN ATAKLISaray için “terörist sayılmanın” miladı 17 Aralık1 Ağustos 2016Yazarlar SORDUM ÖĞRENDİMSARAY İÇİN “TERÖRİST SAYILMANIN” MİLADI 17 ARALIK Fethullahcı dinci faşistlerin...
CAN ATAKLI
Saray için “terörist sayılmanın” miladı 17 Aralık
1 Ağustos 2016
Yazarlar
SORDUM ÖĞRENDİM
SARAY İÇİN “TERÖRİST SAYILMANIN” MİLADI 17 ARALIK
Fethullahcı dinci faşistlerin kalkıştığı askeri darbenin bastırılmasından sonra büyük bir yakalama operasyonu başladı biliyorsunuz.
Şu ana kadar 20 bine yakın gözaltı yapıldığı belirtiliyor. 10 bine yakın kişi tutuklandı.
Neredeyse her saat başı bir yerde operasyon yapıldığı haberi alıyoruz.
Gözaltı operasyonu haberi bir bakıyorsunuz bir ildeki hastanelerden gelirken, bir bakıyorsunuz Anayasa Mahkemesi basılmış, raportörler arasından gözaltılar yapılıyor.
Galiba bütün bakanlıklarda operasyon yapıldı. Hepsinden de cemaatçi çıktığı anlaşılıyor.
Peki, operasyonları yapanlar kimin Fethullahçı olduğunu nasıl anlıyor?
Öyle ya aslında AKP'lilerin tamamına yakını Fethullah Gülen'e ve cemaatine çok yakın ilgi gösteriyordu.
Biraz geçmişe doğru gittiğimizde başta Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan başlayarak AKP'nin tüm bakanlarının, milletvekillerinin, yöneticilerinin Fethullah Gülen'e ve cemaatine övgüler dizdiğini görüyoruz.
Bunun dışında akademi dünyasındaki pek çok ismin de Gülen'in gözüne girebilmek için yalakalık yarışı yaptığı biliniyor.
Gazetecilerin çok büyük bölümü cemaate ne methiyeler düzdü bugüne kadar.
İş dünyası zaten cemaatin gönüllü müritleriydi. Çünkü AKP iktidarı döneminde cemaatten icazet almayan hiçbir işadamının bir ihale kazanması, devlete iş yapması hatta özel sektöre mal satması bile mümkün değildi.
Yani, eğer cemaate destek söz konusuysa iktidarın elinde hapse atacağı on binlerce isim var.
O halde cemaatçi avında uygulanan bir kıstas var.
AKP'ye çok yakın isimlere sordum, cemaatçilerin nasıl belirlendiğini.
Çok basitmiş. Saray'ın bu konuda tek kıstası, tek miladı varmış.
O da 17 Aralık yolsuzluk operasyonu.
O operasyondan önce Gülen ve cemaatine her türlü yalakalık yapılmış olabilir, önemli olan bu tarihten itibaren hâlâ cemaatin yanında durmak ya da durmamakmış.
Erdoğan 17 Aralık yolsuzluk olayından sonra her şeyi inkâr ettiği gibi bunun bir ”darbe girişimi” olduğunu söylemiş bunu yapanların “inine girileceğini” de hiddetle ilan etmişti.
İşte bu andan itibaren hâlâ cemaatin yanında duranlar “hain/darbeci” kabul ediliyor ve hepsi birer birer toplanıyor.
Kaynakların bu konuda “esnek” davranıldığını ve 17 Aralık'tan hemen sonra taraf değiştirmeyen ama zaman geçtikçe saraydan yana tavır alanların affedildiğini söylediler.