“Yok artık bu kadar da cahillik olmaz” diyerek pot kırınca çok feci utandım
ACAİP YAZILARHafta sonunda günlerin stresini biraz atarız düşüncesiyle İstanbul’un “azıcık” dışına kaçtık. Gittiğimiz yerde epeydir görmediğimiz ve çok sevdiğimiz...
ACAİP YAZILAR
Hafta sonunda günlerin stresini biraz atarız düşüncesiyle İstanbul’un “azıcık” dışına kaçtık.
Gittiğimiz yerde epeydir görmediğimiz ve çok sevdiğimiz dostlarımıza rastlamaz mıyız?
Koyu bir sohbete dalmışlardı.
Bizi özellikle kızımı görünce hepsi büyük tezahürat yaptı, hoş beşten sonra “Yahu böldüm, ne konuşuyordunuz siz öyle hararetli hararetli?” diye sordum.
“Kadın erkek eşitliğini” cevabını aldım.
Lafın tam ortasına dalmışız meğer.
Sohbete devam ettiler biz de dahil olduk tabii.
Biri “Bazıları ‘eşit, eşit’ diyor da şimdi yani biz 100 metreyi kadın-erkek aynı şekilde mi koşturacağız” dedi.
Gülümsedim, ama lafa girmedim.
Konuşan dostum “Diyor ki” dedi “Aslında önce şunu söylemek gerekir ki herkese hakkını vermek demek, bir şeyi herkese eşit şekilde dağıtmak veya herkese aynı şekilde davranmak anlamına gelmiyor. Burada da yanlış hareket etmeyelim. Büyükle küçüğü aynı terazide tartamazsınız. Güçlüyle zayıfı aynı yarışa sokamazsınız” diye devam etti.
Bir diğeri lafa karıştı, “Üstelik” dedi ve sürdürdü “Bir de ‘Yaradılıştan gelen fiziki özelliklerini, duygusal farklılıklarını, becerilerini gözetmeden erkeği ve kadını aynı kefeye koyarak adil davranmış olamayız, olamazsınız. Dikkat ediniz burada kadının eksikliğinden değil, fıtri farklılığından kaynaklanan bir ayrışma söz konusudur’ diyor o zaman ne diyeceğiz?”
Hafif bir şaşkınlıkla dinliyorum ben de.
Kendi kendime “Dur bakalım laf nereye kadar gidecek?” diye de düşünüyorum.
Sevgili dostlarımdan biri tam da burada “Kadın kadın ile koşar, erkek erkekle koşar. Olması gereken budur. Çünkü yaradılışa, fıtrata uygun olan da budur. Onun için de dünyanın hiçbir yerinde zaten böyle bir uygulama da yok’ diyorlar” demez mi?
İster istemez artık lafa girdim “Yahu” dedim “Siz dalga mı geçiyorsunuz, nedir bu laflar böyle?”
Şaşırdılar, sustular bir an “Nasıl yani?” dedi birisi.
“Nasılı var mı?” dedim; “Bu laflar size yakışıyor mu? Hepiniz iyi okumuş entelektüel kişilersiniz, bu kadar düzeysiz ve cahilce nasıl konuşursunuz?” diye üsteledim.
Öyle ya “eşitlik” kavramını “fiziksel eşitlik” olarak algılamak ve savunmak cehalet değildir de nedir?
Eşitlik hukuk önündedir, yaşamdadır, fırsatlar karşısındadır.
Eşitlikte yarış fiziksel özelliklerle değil akıl, zeka ve yeteneklerle olur.
Gülmeye başladılar ama ben devam ediyorum “Fıtrat mıtrat diyorsunuz, gören de AKP’ye geçtiğinizi sanacak, düzeysizlik sizi de mi esir aldı yoksa?”
Gülüşmeler kahkahaya döndü.
Biri “Sen bunları bizim söylediğimizi mi sandın yoksa?” deyince “Eyvah, bir pot kırdım ama acaba ne” diye düşündüm o an..
“Sen galiba yolda olduğun için dinlemedin” dedi dostlarımdan biri.
Ardından da “Cumhurbaşkanı Erdoğan eşitliği anlatırken söyledi bunları, biz de bunu tartışıyorduk.”
Birden başımdan kaynar sular döküldü.
Nasıl da gaf yapmıştım böyle, ülkenin Cumhurbaşkanı’nın sözlerini başkası söyledi sanarak cehalet dersi vermeye kalkmıştım.
Sağıma soluma baktım.
Neyse ki beni ihbar edecek biri yoktu çevrede.
Bİ SORALIM BAKALIM