MB sonunda özerkliğini ispat etti ama...
Merkez Bankası faiz artırdı. Hem de piyasanın beklentilerinin çok üzerinde bir oranla... Faiz yüzde 17.75’den 24’e yükseltilirken amaç döviz krizinin etkilerini “faiz şokuyla” azaltabilmek. Karar öncesi...
Merkez Bankası faiz artırdı. Hem de piyasanın beklentilerinin çok üzerinde bir oranla... Faiz yüzde 17.75’den 24’e yükseltilirken amaç döviz krizinin etkilerini “faiz şokuyla” azaltabilmek. Karar öncesi 6.41’i gören dolar karardan hemen sonra 40 kuruş düşüp 6.03’lere düştü. Öğlen 15.00 gibi baktım 6.18’di. Dolayısıyla böylesine sert bir artışa rağmen amacın ne kadar hasıl olduğu ise tartışılır. Peki ne işe yaradı bu hamle?
Bu hamlenin döviz kuruna bir etkisi olmadı. Piyasaya orta vadede etkileri ne olur göreceğiz. Ancak dünkü Merkez Bankası kararının en önemli faydası bankanın kredibilitesine oldu.
Neden mi?
Çünkü dünkü Merkez Bankası kararı öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştu. Merkez Bankası’nın özerkliğini vurguladı, “O kendi kararını kendi alır” dedi ve sonrasında “Faiz denen sömürü aracını kullanmaya aracı olamayız, vesile olamayız” diyerek Merkez Bankası’na yönelik birçok konuda arka arkaya eleştirilerini sıraladı. Piyasada herkes “Cumhurbaşkanı’nın bu konuşması sonrası Merkez asla faiz artıramaz” diye homurdanırken Merkez Bankası’nın sert faiz artırma kararı geldi.
Demem o ki, Merkez Bankası’nın dün verdiği karar piyasadaki ateşi söndürmeye kafi gelmese de en azından bu saatten sonra özerkliğiyle ilgili tartışmaları sona erdirdi.
Tabii burada esas soru şu: Bunun için faizi yüzde 6 küsur artırmaya değer miydi?
KAMUDA ÇOK BÜYÜK BİR TASARRUF KALEMİ VAR!
Cumhurbaşkanı dün kamuda tasarruf döneminin başladığını ve bu konudaki kararlılığı tekrar dile getirdi. Makam araçları, kira bedelleri, vesaire... Madem bu bir ekonomik kurtuluş savaşı, madem devlet-millet el ele herkes üzerine düşen vazifeyi yapacak o halde haftalardır yaptığım çağrıyı yineliyorum. Kamuda makam araçlarından, kiralardan çok daha büyük tasarruf sağlanacak bir kalem var! Son dönem yapılan yap-işlet-devret modeli projeler karşılığında müteahhitlere ödenen akla-vicdana sığmayan sözleşmelerde taahhüt edildiği için Hazine tarafından ödenmek zorunda kalınan bedellerde de tasarrufa gidilmeli. Sadece Osmangazi Köprüsü için geçen yıl Hazine 1.5 milyar TL ekstra taahhüt bedeli ödedi. Bu müteahhitlerin neredeyse tamamı AK Parti iktidarı döneminde aldıkları dev ihaleler sayesinde büyüdüler. Şimdi onlar için de taşın altına el koyma zamanı! Bu kaçıncı yazışım bilmiyorum ama hiçbirinden ses seda yok. Hadi beyler! Devlet millet seferber olmuş, siz ne bekliyorsunuz?
BU VAMPİRLERE MİLLETİN KANINI EMDİRMEYİN
İthalat ihracat yapmıyorsan dövizle ne işin var? Dün bu soruyu Cumhurbaşkanı Erdoğan sordu. “Dövizle kirala konusunu kökten çözüyoruz” dedi. Hay Allah razı olsun. İstanbul’da dükkanı geçtim, ev kirası neden Amerikan doları? Dahası önceki gün Eminönü’nde bir kafeye gittim. Menüyü istedim. O da ne? Fiyatlar dolar üzerinden... “Bu ne?” diye sordum. Bahaneleri hazır, “Müşterilerimiz turist ya onlar için...” diye cevap verdiler. “Biz değiliz ama” dedim. “Sizden TL alırız, sorun değil” dediler. Geldiğimiz noktaya bakar mısınız? Vatandaşın kanını emmek için can atan bu vampirlerden tiksiniyorum arkadaş.
MUHARREM İNCE VS. MEVLÜT UYSAL
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için şu an kulislerde geçen söylentilere bakılırsa en güçlü iki aday bu isimler olacak: AK Parti’den şu anki Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ve karşısında CHP’den Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce. Sizce böyle bir eşleşme olursa kim kazanır? Ekonomi, kış etkisi ve İnce’nin cumhurbaşkanlığı seçimindeki rüzgarını düşünürsek şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: İstanbul’da İnce bir adım önde.