Hulki Cevizoğlu'ndan "Beden ve Teknoloji"…
Kitabın üst ve alt başlıkları da var, tam adını yazayım, bu hem gerekli, hem de içeriği hakkında fikir verir: "Protez Tanrı, Beden, Zihin, Teknoloji, Algı, Hafıza, Cogito ve Hayvan Özne/Beden ve Teknoloji/Felsefi ve...
Kitabın üst ve alt başlıkları da var, tam adını yazayım, bu hem gerekli, hem de içeriği hakkında fikir verir: "Protez Tanrı, Beden, Zihin, Teknoloji, Algı, Hafıza, Cogito ve Hayvan Özne/Beden ve Teknoloji/Felsefi ve Antropolojik Soruşturma."
Hulki Cevizoğlu'nun bu kitabı 237 sayfa, "Bilim ve Sanat Yayınları" arasından çıkmış.
İlgiyle ve dikkatle okudum. Özel bir çalışma. Cevizoğlu; çetin, yararlı, kalıcı bir uğraşın, bilimsel bir çilenin içinde olmuş; dikkatli, bilinçli ve kültürlü okur bunu hemen algılar. Birçok yabancı ve yerli kaynak taranmış (kaynakçası tam 11 sayfa), Türk okuruna onlarca yeni "kavram" sunuluyor. Bu yeni "kavramlar", "sunulmak için sunulmuyor", yeni alanlar ve ufuklar açıyor okura.
Cevizoğlu, insanın teknoloji sonucu geldiği konum ve durumu irdeliyor ustaca. Dünyada bu bağlamda öncülük edenlerin bakış ve yaklaşımlarını veriyor önce, sonra kendisi de düşüncesini, konuyu açıp geliştirecek bir yöntem izleyerek ortaya koyuyor. Teknolojiyle birlikte konu insan olunca elbette antropoloji giriyor işin içine, sosyoloji, tarih ve özellikle de "fenomenoloji" giriyor. Bu kavrama/terime dikkat ediniz. Fenomenoloji (görüngübilim), bilimlerdeki ve düşüncedeki genel bunalım içinde doğup gelişen bir felsefe akımı olarak biliniyor ama, bir felsefe akımı olmaktan çok bir yöntem olarak tanımlanması ve tanınması daha yaygın. Bu kitapta ise fenomenoloji'nin hafıza ve bilinçle, öz'le bağıntısı irdeleniyor. "Fenomenolojinin peygamberi olarak görülen" Descartes'in "var olmak"la ilgili görüş ve algıları ile "cogito"su anlatılıp açıklanıyor. Sonra hafızaya değgin bilgiler ve sorgulamalar yapılıyor ve söz tarihe; "tarih aynı zamanda üretilen bir hafızadır", "tarih yargıdır", "tarihte yorum" gibi başlıklar altında "eleştirel tarih felsefesi" gibi gerekli ve çetin bir konuya getiriliyor. "Tarih ve halklar", "Ulusal vatanseverliğin ürettiği tarih" başlıkları altında yazılanlar da oldukça ilginç, üzerinde düşünülecek bilgi ve değinmeler…
"Beden" konusuna da geniş yer ayırmış Cevizoğlu. "Organsız beden", "beden felsefesi", "algılama", "duyum" gibi başlıklarda irdelemeler yapmış, fenomenoloji ile ilgiler kurmuş. "Ucube beden" konusu da ilgi çekici, söz buradan "Ucube Tanrı"ya kadar varıyor. "Norm dışı beden", "beden deneyimi" başlıklarının içerikleri de özel. Daha özeli ve ilginci de var: "Beden oynanacak hoş bir oyuncak haline geldi" diyor Cevizoğlu, teknoloji ve beden ilişkisi bağlamında.
Ve tekno-ütopik oyuncaklar, yapay zekalar, robotlar, hologram insan… Bunlar belki size bir şeyler çağrıştırmıştır ama "teknolojinin metafiziği, etik ve hukuk felsefesi" ile "teknolojinin felsefe girdileri ve çıktıları", "teknolojinin çatışan vizyonları", "teknolojik iyimserlik ve kötümserlik", "teknolojinin huzursuzluğu", "sosyalizm ve teknoloji" gibi konuları benim gibi ilk kez duyduğunuza eminim. Oysa bunlar bir zaman sonra Türkiye'nin bilim gündemine girecek ya da şimdiye dek çoktan girmeliydi. Hulki Bey, bu konuda da öncülük yapıyor, kutlamak, alkışlamak gerek.