Müslüman Şamanlar…
Ahmet Yesevi, Müslüman bir Şaman'dı. Şimdi diyorsunuzdur ki içinizden "Hem Müslüman, hem Şaman nasıl olunuyor?
Müslümanlık mı özünden ödün verdi -ki asla vermez- yoksa Şaman mı yadsıdı özünü, İslam'ın içine karışıp yitti?"
İkisi de değil? Bu bir bireşim, Türk usulü bir bireşim… Ancak XVIII. yüzyılda Müslüman olabilen Kırgızların bir Profesörü şunları diyor: "Biz bir dinden çıkıp yeni bir dine girmedik. Tanrı'ya varma yolunda bir başka dinin birikimlerini kendi birikimlerimize kattık ve daha da varsıllaştık". Yani yardan da serden de geçmeyen, yar'i de ser'i de koruyan, seven, hoş tutan bir bireşim bu. Şamanlık bu bireşime hızlandıran, çoğaltan, canlandıran, daha çarpıcı sunuş biçimi veren rolünü üstlenmiştir. İslam burada bir dolgu malzemesi, ama önemli bir dolgu malzemesidir, olgu değildir kesinlikle. Bu bireşimle İslam, Arap dini olmaktan kurtarılmak istenmiştir ve bu belli dönemlerde başarılmıştır da.