Büyükelçi Nabi Şensoy ve Karadeniz politikamız
9 Şubat 2018 tarihinde sonsuzluğa uğurladığımız Büyükelçi Nabi Şensoy’u ilk kez 29 Kasım 2004 tarihinde Ankara Palas’ta icra edilen BLACKSEAFOR (Karadeniz Deniz İşbirliği Görev Grubu) Yüksek...
9 Şubat 2018 tarihinde sonsuzluğa uğurladığımız Büyükelçi Nabi Şensoy’u ilk kez 29 Kasım 2004 tarihinde Ankara Palas’ta icra edilen BLACKSEAFOR (Karadeniz Deniz İşbirliği Görev Grubu) Yüksek Düzeyli Uzmanlar Toplantısında tanımıştım. O tarihlerde Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Deniz Kuvvetleri Strateji Daire Başkanı olarak katıldığım toplantıda henüz 3 aylık Tuğamiraldim. Toplantının konusu, büyük emeklerle 2001 yılında Deniz Kuvvetleri öncülüğünde kurulmuş olan BLACKSEAFOR’un dönüşümü üzerineydi. Amacımız o tarihlerde henüz 3 yaşında olan söz konusu görev grubunu çağrı kuvveti konumundan, daimi konuma getirerek, 11 Eylül sonrası ABD öncülüğünde başlatılan Terörle Küresel Savaş (GWOT) şemsiyesi altında Akdeniz’de icra edilen NATO Active Endeavour (Etkin Çaba) Harekatının Karadeniz’e genişletilmesini engellemekti. Zira Türkiye 1 Nisan 2001 de çok büyük bir başarıya imza atmış; Karadeniz sahildarı 6 ülkeyi bir araya getirerek belki de modern tarihte Karadeniz’de önceden imkansız olduğu düşünülen birlikteliği söz konusu görev grubu üzerinden başarmıştı. Ayrıca tek taraflı olarak da 1 Mart 2004 tarihinde Karadeniz’de kendi deniz yetki alanları içinde ‘’Karadeniz Uyumu Harekatı’’ adı altında bir deniz güvenlik harekatı başlatmıştı. Eğer NATO’nun Etkin Çaba Harekatı Karadeniz’e genişlerse, bu durumda Rusya Federasyonu BLACKSEAFOR’dan çekilebilir ve Karadeniz’de deniz silahlanma yarışı ve gerginlikler süratle aratabilirdi. İşte toplantı öncesi çok kısa bir sürede mevcut durumu, endişelerimizi, Merhum Şensoy’a hızlıca anlattım.
DENİZCİ BİR DİPLOMAT
Karşımda deniz konularına, Karadeniz dengelerine, deniz jeopolitiğine ve donanma terminolojisine son derece yatkın ve çok hızlı analiz yeteneği olan bir Büyükelçi vardı. Dışişlerimizin o yıllarda büyük liyakat ve titiz seçim sürecine tabi tutarak istihdam ettiği diplomatlarımızın pek çoğunun üstün özellikleri vardı. Ancak Şensoy’un önemli bir farkı söz konusuydu. Deniz konularına ve özellikle Montreux Sözleşmesi detaylarına son derece hakimdi. Bunun nedeni 1998-2002 yılları arasında Moskova Büyükelçisi görevindeyken pek çok deniz konusuna ve BLACKSEAFOR kuruluşuna dahil olması ve Rusya’da yapılan toplantılarda Deniz Kuvvetleri heyetlerimizle istişarelerde bulunarak Rusya tarafının bu çok taraflı antlaşmaya katılım konusunda ikna edilmesinde önemli rol oynamış olmasıydı. O gün de, kısa sürede konuyu kavramış ve heyet başkanı olarak toplantıda unutulmaz bir açış konuşması yaparak Türkiye öncülüğünde neden bu dönüşüme ihtiyaç duyulduğunu sahildarların müsteşar seviyesindeki temsilcilerine izah etmişti. Bir günlük toplantı bittiğinde Rusya, Ukrayna, Romanya, Gürcistan ve Bulgaristan diplomatları bu dönüşümün ne denli önemli olduğunu kavramış ve destekleyerek salondan ayrılmıştı. Çok mutluyduk. Ülkemizin tezlerini sahildarlara kabul ettirmiştik. Ancak aradan 2 ay geçtikten sonra benim başkanlığımda yapılan müteakip teknik toplantıda Romanya ve Bulgaristan önceki kararlarının aksine bu dönüşüme karşı olduklarını beyan ettiler. Değerli Büyükelçimizi ziyarete gittim, bir durum muhakemesi yaptık. Son derece soğukkanlı şekilde bu duruma şaşırmadığını zira her iki ülkenin büyük NATO devletlerinden talimat aldığını ve 29 Mart 2004 tarihinde NATO üyeliğine katılan Romanya ve Bulgaristan’ın bundan sonra yeni bir girişime izin vermelerini beklemediğini söyledi. Kendisine bu koşullarda tek çarenin BLACSKEAFOR yerine, Karadeniz Uyumu Harekatımızı (KUH) çok taraflı hale getirerek, NATO Etkin Çaba Harekatının Karadeniz’e genişlemesine karşı koruyabileceğimizi söyledim. Bu hal tarzını çok beğendi. Türkiye 1 Mart 2005 tarihinde Karadeniz Uyum Harekatını çok taraflı hale getirdiğini ilan ederek tüm sahildarlara davette bulundu.
DENİZ POLİTİKALARIMIZA TAM DESTEK
Tam bir ay sonra 1 Nisan 2005 tarihinde Ukrayna ev sahipliğinde yapılan BLACKSEAFOR Yüksek Düzeyli Uzmanlar Toplantısında büyük bir sürpriz yaşandı. Şensoy’un yakın dostu Ukrayna Dışişleri Bakanı, Türkiye liderliğinde başlatılan KUH’a katılma kararı aldıklarını deklare etti. Bu kararı 3 ay sonra Rusya Federasyonu izledi. Daha sonra kumpas davalara kadar Karadeniz’de dostluk ve işbirliği alanındaki liderliğimiz devam etti. Bu durumun yaratılmasında Merhum Nabi Şensoy’un olağanüstü katkıları oldu.
KARADENİZ’E TAM DESTEK