Deniz dibi madenciliği ve kabotaj haklarımız
Denizcilik gücüne özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra katılan bir sektörden bahsediyorum. Deniz diplerinin altındaki hidrokarbon kaynakları başta olmak üzere her türlü madenin su üstüne...
Denizcilik gücüne özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra katılan bir sektörden bahsediyorum. Deniz diplerinin altındaki hidrokarbon kaynakları başta olmak üzere her türlü madenin su üstüne çıkarılmasını sağlayan “deniz dibi madenciliği” günümüzde devletleri savaşa zorlayacak büyüklükteki çıkarların yoğunlaştığı bir alan. Zira karalar üzerinde petrol ve doğalgaz çıkarılabilecek alanlar azalıyor. Teknoloji denizlere yönelmiştir. Bu nedenle başta Arktik Okyanusu, Doğu ve Güney Çin denizleri ile Doğu Akdeniz’deki zengin kaynak potansiyeli bilinen sondaj alanları, günümüzün yeni altın madenleridir.
YENİ VAHŞİ BATI
21’inci yüzyılda deniz dipleri vahşi batıdır. Sadece ABD firmalarının deniz dibi madenciliği için yaptığı yatırımların toplam değeri günümüzde bir trilyon doları aşmıştır. Bu sektör içinde hidrografi, oşinografi, jeoloji, sismoloji, metalürji ve sanayinin birçok kolu iç içe geçmiş haldedir. Derin su ya da sığ su delme ve çıkartma platform ve sistemlerini imal etmek ve işletmek, denizcilik gücü liginde en üst sıralarda bulunmakla eş anlamlıdır. Bugün için dünyada tüketilen petrolün kabaca yüzde 30’u, doğal gazın yüzde 50’si denizlerden çıkarılıyor. 1960 yılında ilk modern deniz sondaj platformları geliştirildi. 1985 yılından sonra teknolojide yaşanan gelişmeler ile 400 metreden daha derin alanlara erişim kolaylaştı ve hatta 2000 yılından itibaren derinlik limiti ortadan kalktı. Sadece 2009 yılında ABD’de 1.500 metreden daha derin deniz dibindeki kuyulardan elde edilen petrol miktarı yüzde 34 oranında arttı. Günümüzde 11.000 metrede kuyu açmak m&u...