Denizaltıcılık aşkı ve kaybedilen bir değer: Ömer Fikret Kalaycıoğlu
Her mesleğin tutkulu meslek adamları vardır. Bu kişiler, mesleklerini sadece hayatlarını kazanmak için değil, kalp ve ruhlarındaki tarifi zor, büyük meslek aşkını tatmin etmek için icra ederler. Bu kişiler...
Her mesleğin tutkulu meslek adamları vardır. Bu kişiler, mesleklerini sadece hayatlarını kazanmak için değil, kalp ve ruhlarındaki tarifi zor, büyük meslek aşkını tatmin etmek için icra ederler. Bu kişiler hangi nedenle olursa olsun mesleklerinden ayrılmak zorunda kalsalar da ondan kopmazlar. Aşk galebe çalar. Rüyalarına giren mesleklerine sadakatle sahip çıkmaya ve ölene kadar maddi veya manevi katma değer üretmeye devam ederler.
Türk denizaltıcılığı da mesleğine büyük aşkla bağlı olan denizcilerin beşiğidir. Bu beşik, Anadolu’da güven ve emniyetle yaşamamızın en büyük garantisidir. Denizaltılarımız mavi vatan sularının bilinmeyen karanlıklarında var olduğu sürece, anavatanda egemen ve bağımsız yaşamaya devam edeceğimiz bir gerçektir. Denizaltıcılarımız, kendilerine önce yüce Türk Milleti, daha sonra Silahlı Kuvvetler ve son olarak ait oldukları Deniz Kuvvetleri Komutanlığının yüklediği bu devredilemez, ağır sorumluluğun farkındadırlar.
Denizaltıcılık, pilotluk, dalgıçlık ya da özel kuvvetler mensubu olmak gibi ayrıcalıklı bir statüdür. Ancak onları farklı ve ayrıcalıklı kılan en önemli özellik demir bir kap içinde suyun yüzlerce metre altında onlarca can ile birlikte yaşama ve savaşma kültürüdür. Bu durum birlikte hatasız yaşama becerisi ile birbirlerine olan bağlılıklarını ve son tahlilde vefa duygusunu çelikleştirir.
Denizaltıcılarımız 24 Ekim 2018 tarihinde her yönü ile bu kutsal mesleğe ve denizaltı harp sanatına aşık mümtaz bir evladını mavi vatanın sonsuzluğunda, toprak gemiye uğurladı. Merhum Emekli Yüzbaşı Ömer Fikret Kalaycıoğlu’ndan bahsediyorum. 57 yaşında kaybettiğimiz Kalaycıoğlu ile ben hiç çalışmadım. Meslek hayatım boyunca karşılaşmadım...