Stratejik ve Taktik Nükleer Çelişkiler
Nükleer silahlar, insanoğlunun yarattığı en yıkıcı ateş gücüdür. 1950’li yıllardan sonra Amerikan ve Sovyet silah sanayilerinin büyük bir rekabet içinde geliştirdiği stratejik nükleer...
Nükleer silahlar, insanoğlunun yarattığı en yıkıcı ateş gücüdür. 1950’li yıllardan sonra Amerikan ve Sovyet silah sanayilerinin büyük bir rekabet içinde geliştirdiği stratejik nükleer silahlar dünyanın çevresini ve kaderini yüzlerce kez değiştirecek seviyeye erişti. Bu yarışı durdurmak için 70’li yıllarda nükleer silahları kısıtlayan SALT (Strategic Arms Limitation Talks) görüşmeleri başladı. 80’li yıllarda ABD Başkanı Reagan; kısıtlama yetmez ciddi kesintiye gidilmeli diyerek SSCB ile START (Strategic Arms Reduction Talks) görüşmelerini başlattı. Bu safhada her iki tarafın elinde 8 bine yakın stratejik nükleer silah vardı. Bunlar karadaki rampalarda bulunan kıtalararası balistik füzeler (ICBM); nükleer takatli balistik füze denizaltılarında (SSBN) bulunan (SLBM) füzeleri ile Stratejik Hava Komutanlığı (SAC) bağlısı bombardıman uçaklarında bulunan stratejik nükleer bombalardı. Bu üç unsurun oluşturduğu ateşgücü üçgenine ‘’Strategic Triad- Stratejk Üçleme’’ adı verilmişti. Nükleer caydırıcılık içinde dehşet dengesi ile sağlanan bu dönemin askeri doktrinin kısa paradigması ‘’Karşılıklı Garantilenmiş İmha (MAD-Mutually Assured Destruction)” idi. Bu üçgende en kritik yeteneğinin- ikinci darbe yeteneği sağladığından denizaltılar olduğunu vurgulayalım.
ORTA MENZİL NÜKLEER SİLAHLAR ANTLAŞMASI
Stratejik nükleer füzelerden başka bir de 500-5 bin 500 kilometre menziller arasındaki orta menzilli nükleer balistik füzeler ve gezginci (cruise) füzeler vardı. IRBM olarak adlandırılan bu füzeler henüz soğuk savaş bitmeden Reagan - Gorbacov döneminde 1987 yılında INF (Intermediate Range Nuclear Forces) Antlaşması ile yasak...