‘Ekonomik’ dayanıklılık
Son yıllarda dayanıklılık (resilience) kavramı, bireylerin, toplumların ve ekonomilerin krizler karşısındaki direnme ve toparlanma kapasitesini ifade eden bir terim olarak popüler hale geldi. Özellikle pandeminin küresel...
Son yıllarda dayanıklılık (resilience) kavramı, bireylerin, toplumların ve ekonomilerin krizler karşısındaki direnme ve toparlanma kapasitesini ifade eden bir terim olarak popüler hale geldi. Özellikle pandeminin küresel ölçekte yarattığı sağlık, ekonomi ve sosyal alanda yarattığı şoklar, dayanıklılığın yalnızca bireysel bir yetkinlikten öte, sistemler ve organizasyonlar için de kritik bir gereklilik olduğunu ortaya koydu.Dayanıklılık ya da esneklik veya zorlukları yenme gücü yahut değişimle başa çıkma (resilience), zorluklar karşısında sağlam durmakla kalmayıp, bu zorluklardan öğrenerek daha güçlü bir şekilde çıkmayı ifade eder. Günümüzde bu kavram, bireylerin zihinsel sağlıklarından iş dünyasındaki sürdürülebilir stratejilere ve küresel ekonomik politikalara kadar geniş bir yelpazede ele alınıyor.Dayanıklılık, sadece kriz anlarında değil, belirsiz ve sürekli değişen koşullar altında da önemli bir kavram. Küresel salgınla birlikte iş dünyasında ve toplumsal yaşamda esneklik ve uyum yeteneği, yalnızca bir avantaj değil, hayatta kalmanın temel unsuru haline geldi. Bu bağlamda Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı’nın (OECD) Belirsiz Zamanlarda Dayanıklılık başlıklı 2024 yılının...