RTÜK ihanetinde son durum
2 ay önce başladım RTÜK yazılarına ve ilk yazı ile beraber AK Parti çevrelerinden “Biz onları tanırız iyi çocuklardır” telefonları başladı. Yağmur gibi telefon yağıyordu. Benim elimdeki...
2 ay önce başladım RTÜK yazılarına ve ilk yazı ile beraber AK Parti çevrelerinden “Biz onları tanırız iyi çocuklardır” telefonları başladı. Yağmur gibi telefon yağıyordu. Benim elimdeki net ve somut belgelerle bana gelen telefonlar arasında uçurum vardı. Devletin güvenlik ve istihbarat kurumlarından gelen belgelere göre RTÜK bir FETÖ karargahı olmuştu. Belgeler bunu ispatlıyordu. En başta 21 Ekim 2015 belgesiyle çırılçıplak gerçek ortadaydı. Bu belgelerden sonra AK Parti’den bana özür telefonları gelmeye başladı, çünkü ihanet açık ve net ortadaydı. Peki 2 ay geçti ve durum ne?
Belgelere bile gerek olmadan akıl ve mantık şu soruları sorduğunda hala cevap alamıyor. Niye Türksat ve Digitürk, FETÖ kanallarını yayın bandından kaldırdı? Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Sulh Ceza Hakimliği kurumlarının bu kanalların terör örgütünün medya organları olduğu yönünde kararı olduğu için. Yani Türksat ve Digitürk hukukun gereğini yaptılar ve FETÖ kanallarını iptal ettiler. Aynı Başsavcılık ve Sulh Ceza Hakimliği kararı RTÜK’e de gitti. Resmi savcılık ve hakimlik kararıyla Fethullahçı terör kanalları olan bu TV’lerin karasal yayın hakkı niye iptal edilmedi? Şu an hala çanak anteni olan herkes FETÖ kanallarına maruz kalabiliyor. Öte yandan Türksat Genel Müdürü Ensar Gül de hemen Canerzincan isimli terörist kanalı kapatmak zorunda. Niye hala bekliyor? Peki ya RTÜK, neden bu terörist kanalın lisansını iptal etmiyor? Aynı şekilde Fethullahçı terörün radyo kanalları da hala yayınlarında sabah akşam Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine propaganda faaliyetlerini sürdürüyor. RTÜK hukuka direniyor ve bu terörist kanalların ve radyoların lisansını iptal etmiyor. Bu radyoların hala frekansları mevcut. FETÖ soruşturmalarını yürüten polislerimizin deyimiyle RTÜK’teki paralel çete resmen hukuku çiğniyor. Elbette bunların hepsinin çok ağır hukuki bedelleri olacak. FETÖ soruşturmasının RTÜK ayağında çok sayıda kişi yargılanacak...
Sözde AK Parti kontenjanından olan Davut Dursun da kendi başkanlığı döneminde ve 17 Aralık süreci boyunca FETÖ kanallarını hep korudu ve kolladı. Bu açıkça suçtur. RTÜK’teki sözde AK Parti üyelerinin devlete karşı paralel çetenin yanında yer aldıklarını da burada belgeleriyle kanıtladım. AK Parti de kendini bu konuda sorgulamalı artık. RTÜK isterse mahkeme kararına dayanarak FETÖ TV’leri ve radyolarının lisansını hemen iptal edebilir. Mevzuata göre savcılık ve hakimliğin resmi kararını bürokratlar işleme sokar. O mevzular siyasi atanan üyelerin yetkisinde değildir. RTÜK’teki daire başkanlıkları o konularda yetkilidir. Siyasi üyeler sadece kanallara ceza vermek konusunda yetkili. Nitekim RTÜK’teki CHP-MHP-HDP koalisyonu Ahaber ve 24’e adaletsizce cezalar yağdırmaya devam ediyor. Dahası Atatürkçü bir kanal olan Ulusal TV’ye de Fethullahçı örgütü eleştirdiği için CHP-MHP-HDP koalisyonuyla cezalar yağdırılmış.
2 aydır bu konuyu ısrarla yazıyorum ve hala karasal bandından FETÖ kanalları çıkıyor. RTÜK hemen yarın bu FETÖ kanallarının karasal yayın hakkını mahkeme kararına dayanarak iptal edebilir. FETÖ radyolarının frekans hakkını hemen bu mahkeme kararına dayanarak iptal edebilir. Ayrıca Fethullahçı terör örgütünün bir illegal uzantısı olan Cihan Radyo’nun genişlemesi konusunda neden bu kadar fedakar davranıldı? Neden Fethullahçı terör radyolarına 80 ayrı yerde frekans tahsisi yapıldı? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kırmızı kitabına 1 numaralı tehdit olarak giren Fethullahçı Terör Örgütü’ne neden bir ket vurulmayıp, bütün her yerde frekans çalışması yapılıp cömertçe her yerde frekans ve yayın izni verildi? Bunları yapanların hepsi suç işlemiştir ve yargılanacaktır. Devlete yapılan bütün bu ihanetlerin odağında RTÜK yer alıyor.