Türkiye’deki işsizlikte Suriyeliler ve diğer mültecilerin etkisi var mı?

Doktor Ali Haydar Fırat zaman zaman ekranlarda seviyeli tartışabildiğimiz bir isim. Yayın yönetmenliğini yaptığı politikyol.com’da güzel analizler çıkıyor. 
Türk basınından çok fazla şey öğrenemeyeceğiniz için bu tür haber-yorum siteleri çok farklı oluyor. En azından farklı bir pencereden bakmanıza vesile oluyor. 

Politikyol’da dün Ömer Burak Tek’in güzel beş makalesi yayınlandı. “Sosyo-ekonomik şartlar mülteci karşıtlığını artırıyor mu?” başlıklı makalede Ömer Burak bey bazı veriler paylaşıyor. Bu arada yazar hâlen Marmara Üniversitesi İktisat Tarihi’nde yüksek lisans yapıyor ve çalışmaları eşitsizlik, yoksulluk ve bölgesel kalkınma üzerine... 
Makale önce mülteciler hakkında bazı verileri paylaşmış. BM mülteci örgütüne göre Türkiye, uluslararası koruma ihtiyacı içinde olan 3,7 milyon Suriyeli ve 320 bine yakın diğer uyruklardan 4 milyon kişiye ev sahipliği yapıyor. 
Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin yüzde 98,6’sı 81 ilde ev sahibi toplumla bir arada yaşarken, yüzde 1,4’ü ise Göç İdaresi Başkanlığı yönetimindeki yedi geçici barınma merkezinde kalıyor.

Ömer Burak Bey'in aktardığına göre mültecilerin en yoğun olduğu il %73 ile Kilis olurken, onu %26 ile Hatay ve %22 ile Gaziantep takip ediyor. Mülteci yoğunluğunun en az olduğu iller ise %0.04 ile Artvin ve Iğdır... 
Özellikle muhalif çevrelerin sıklıkla kullandığı bir argüman var: Suriyeliler yüzünden Türk vatandaşları iş bulamıyor, bu yüzden de sosyoekonomik şartlar bozuldu!.. 
İşte yazarın bam teline bastığı yer tam da burası. Ömer Burak Bey'in verilerine bakalım: “Kayıtlı Suriyeli nüfusun il nüfusuna göre en yüksek olan bölge Gaziantep-Kilis Bölgesine bakıldığında hem işsizlik oranında hem de tarım dışı işsizlik oranında Türkiye ekonomisine benzer bir eğilim sergilediği, mültecilerin gelmesi ile bu göstergelerde bir artış yaşanmadığı veya genel eğilimin aksine bir bozulmaya neden olmadığı görülüyor.”
Gördüğünüz gibi Suriyeliler yüzünden mültecilerin en yoğun yaşadığı yerlerde bile herhangi bir bozulma ya da bir artış yok.