Ulusalcı-solcu çetenin 31 Mart hedefi ne?
Türkiye’de ulusalcı-solcu çevrelerde korkunç seviyede bir İslam düşmanlığı olduğu çok açık. Bu İslam düşmanları şu an Başkanımız Erdoğan ve büyük...
Türkiye’de ulusalcı-solcu çevrelerde korkunç seviyede bir İslam düşmanlığı olduğu çok açık. Bu İslam düşmanları şu an Başkanımız Erdoğan ve büyük devlet adamı Sayın Bahçeli’nin dediği gibi "Zillet İttifakı"nın, yani CHP-İP-HDP ittifakının çevresinde toplanmış durumda. 8 Mart’ta ezanımızı ıslıklayarak suç işleyenler de işte bu zihniyet. O görüntüleri defalarca izledim. Ezanımız okunmaya başladığı an ıslıklar ve uğultular katlanarak artıyor. Bu gerçeği görüp de inkâr eden kim varsa haysiyetsizdir. Sonradan milletten korkup, “Ezanı protesto etmedik” diyenlerin sosyal medyada attıkları Tweetlere bakınca hepsinin İslam düşmanı olduğu da çırılçıplak ortaya çıkıyor. Zaten Ömer Çelik de bu kişilerin sosyal medya hesaplarındaki gerçeği izah etti. Namuslu olun ve gerçeği itiraf edin. Orada sizler ezanı duyunca ıslıkları ve uğultuları ikiye katladınız!..
Peki bu gerçek karşısında bizim taraf yazarlarının çoğunluğu ne yaptı? Muhafazakârlığı, Milliyetçiliği ve Müslüman hassasiyeti sonuna kadar savunması gereken bizler ne yaptık? Maalesef çoğunluk susup bu gerçeği görmezden geldiler, çünkü CHP-HDP-İP ittifakından korktular. Açıkça yasaları çiğneyerek İslam düşmanı kara propaganda yapan Odatv gibi örgütsel yayın organlarından hâlâ bizim taraf yazarlarının kahir ekseriyeti çekiniyor ve korkuyor. DEVLET adım adım işledikleri suçları belgeleyerek Odatv örgütüyle mücadele ediyor ama muhafazakâr görünüp Soner Yalçın ile al takke ver külah ilişki kurduğu resmen tespit edilenler bile var bizim taraf yazarlarında.
Peki bu gerçek karşısında bizim taraf yazarlarının çoğunluğu ne yaptı? Muhafazakârlığı, Milliyetçiliği ve Müslüman hassasiyeti sonuna kadar savunması gereken bizler ne yaptık? Maalesef çoğunluk susup bu gerçeği görmezden geldiler, çünkü CHP-HDP-İP ittifakından korktular. Açıkça yasaları çiğneyerek İslam düşmanı kara propaganda yapan Odatv gibi örgütsel yayın organlarından hâlâ bizim taraf yazarlarının kahir ekseriyeti çekiniyor ve korkuyor. DEVLET adım adım işledikleri suçları belgeleyerek Odatv örgütüyle mücadele ediyor ama muhafazakâr görünüp Soner Yalçın ile al takke ver külah ilişki kurduğu resmen tespit edilenler bile var bizim taraf yazarlarında.
Bakın Ezanımızı ıslıklayan o İslamofobik kitleyi de en çok Odatv örgütü savundu. Zaten Ehl-i sünnete saldıran yayınları yapan da Odatv. Karşı gazetesi ve Sözcü soruşturmalarındaki yeni gelişmeleri herkes görecek. Milliyetçi-muhafazakâr milletimiz artık bu çürümüş medya düzenine isyan ediyor. O yüzden köşe yazarlığı ve medya bitti bu ülkede. Köşe yazarlarının hiçbirinin itibarı ve gücü kalmadı.
Daha beteri, karşı tarafa yaltaklanmak için “Oradaki kadınlar ezanı protesto etmediler” diye utanmadan yalan söyleyenler var. Hâlâ karşı taraftan korkuyorlar. Titreyin kendinize gelin. Yaltaklandığınız bu İslam düşmanları Müslümanlara acımayacak. Korkmayın, mert olun. Hadi 28 Şubat'çı ve her dönem askerî darbeleri savunmuş Fatih Altaylı’yı anlarım. Başörtülü kadınlarımıza “fahişe” diye hakaret etmesinin hukuki bedelini ödemediğinden şimdi de aynı cüretkârlıkla İslam düşmanı o kitleyi savunuyor. Hadi 7 Haziran sürecinde utanmadan PKK terör örgütünün siyasi kanadının kara propagandasını yapmış ve bu yüzden Sabah gazetesinden kovulmuş Sevilay Yılman’ı da anlarım. O da 8 Mart kitlesiyle aynı kafada. Peki bizim muhafazakâr yazarlara ne oluyor?
Tüm Müslümanlar bilmeli ki, eğer zillet ittifakı İstanbul ve Ankara’yı kazanırsa meşruiyet tartışması başlatacaktır. Erken seçim çağrısı yapıp sokakları karıştırmak isteyecektir. Başkanımız Erdoğan’ın 4,5 yıl daha bu ülkenin başında olmasına tahammülleri yok yok yok! İşte o yüzden bu seçim Sayın Bahçeli’nin de söylediği gibi DEVLET için bir beka seçimidir. Devlet içine bir ur gibi yerleşmiş ulusalcı-solcu kanat bu ülkenin bekası için açık ve yakın tehdittir. Bürokrasi içindeki FETÖ kalıntıları ile ulusalcılar Başkanımız Erdoğan ve Sayın Devlet Bahçeli’nin düşmanıdır. Bu ulusalcı-solcu çete, milliyetçiliğin muhafazakârlığın ve Müslümanlığın düşmanıdır. Dursun Çiçek’in yargıyla ilgili söylediklerini hatırlamakta fayda var: “Hâkim ve savcılarla, başsavcılarla görüşüyoruz onlardan bu yargılamaların bu soruşturmaların niye sonuçlanmadığını soruyoruz, onlar da diyor ki: Türk yargısının durumunu biliyorsunuz, hâkim ve savcıların üçte biri sanık oldu, görevinden atıldı dolayısıyla bizim iktidarı yargılayacak gücümüz yok iktidarı düşürmek muhalefete düşer sizin göreviniz, siyasetçilerin görevi. Onları iktidardan indirin bakın biz onları nasıl yargılıyoruz göreceksiniz. Başsavcılar var bunu diyen!..”
Daha beteri, karşı tarafa yaltaklanmak için “Oradaki kadınlar ezanı protesto etmediler” diye utanmadan yalan söyleyenler var. Hâlâ karşı taraftan korkuyorlar. Titreyin kendinize gelin. Yaltaklandığınız bu İslam düşmanları Müslümanlara acımayacak. Korkmayın, mert olun. Hadi 28 Şubat'çı ve her dönem askerî darbeleri savunmuş Fatih Altaylı’yı anlarım. Başörtülü kadınlarımıza “fahişe” diye hakaret etmesinin hukuki bedelini ödemediğinden şimdi de aynı cüretkârlıkla İslam düşmanı o kitleyi savunuyor. Hadi 7 Haziran sürecinde utanmadan PKK terör örgütünün siyasi kanadının kara propagandasını yapmış ve bu yüzden Sabah gazetesinden kovulmuş Sevilay Yılman’ı da anlarım. O da 8 Mart kitlesiyle aynı kafada. Peki bizim muhafazakâr yazarlara ne oluyor?
Tüm Müslümanlar bilmeli ki, eğer zillet ittifakı İstanbul ve Ankara’yı kazanırsa meşruiyet tartışması başlatacaktır. Erken seçim çağrısı yapıp sokakları karıştırmak isteyecektir. Başkanımız Erdoğan’ın 4,5 yıl daha bu ülkenin başında olmasına tahammülleri yok yok yok! İşte o yüzden bu seçim Sayın Bahçeli’nin de söylediği gibi DEVLET için bir beka seçimidir. Devlet içine bir ur gibi yerleşmiş ulusalcı-solcu kanat bu ülkenin bekası için açık ve yakın tehdittir. Bürokrasi içindeki FETÖ kalıntıları ile ulusalcılar Başkanımız Erdoğan ve Sayın Devlet Bahçeli’nin düşmanıdır. Bu ulusalcı-solcu çete, milliyetçiliğin muhafazakârlığın ve Müslümanlığın düşmanıdır. Dursun Çiçek’in yargıyla ilgili söylediklerini hatırlamakta fayda var: “Hâkim ve savcılarla, başsavcılarla görüşüyoruz onlardan bu yargılamaların bu soruşturmaların niye sonuçlanmadığını soruyoruz, onlar da diyor ki: Türk yargısının durumunu biliyorsunuz, hâkim ve savcıların üçte biri sanık oldu, görevinden atıldı dolayısıyla bizim iktidarı yargılayacak gücümüz yok iktidarı düşürmek muhalefete düşer sizin göreviniz, siyasetçilerin görevi. Onları iktidardan indirin bakın biz onları nasıl yargılıyoruz göreceksiniz. Başsavcılar var bunu diyen!..”
Ezan protestosu olayının üstünü o yüzden örtmek istiyorlar. Çünkü gerçek niyetleri bu olayda açığa çıktı. Amaçları Başkan Erdoğan’ı Menderes gibi yapmak ve yeni bir Nurettin Soyer bulup tüm ülkücüleri yeniden içeri tıkmaktır.
Bu 31 Mart seçimleri ya DEVLET başa ya kuzgun leşe sonucunu ortaya çıkaracaktır.
Tek Parti döneminde camiler amaç dışı kullanılmıştır
22 Kasım 2024 | 265 Okunma
Yeni başlayanlar için "Yenidoğan Davası"
20 Kasım 2024 | 415 Okunma
Millete kılıç çekeceksiniz ve yanınıza kâr kalacak, öyle mi?
18 Kasım 2024 | 3.676 Okunma
"Etki Ajanlığı Yasası" mutlaka çıkmalı
15 Kasım 2024 | 1.766 Okunma
Yasa dışı bahis ve kumar
13 Kasım 2024 | 1.217 Okunma
TÜM YAZILARI