Bir krizin anatomisi üzerinden Türkiye gerçeği....
Bugün Yunanistan’da referandum var. Yunan halkı bugün, “kemer sıkma önlemleri” denen ekonomi-politikalarının uygulanıp uygulanmayacağına karar verecek. Yani, ücretler daha düşsün, kamu harcamaları...
Bugün Yunanistan’da referandum var. Yunan halkı bugün, “kemer sıkma önlemleri” denen ekonomi-politikalarının uygulanıp uygulanmayacağına karar verecek. Yani, ücretler daha düşsün, kamu harcamaları kısılsın, emekli maaşları kuşa dönsün, işsizliğin daha da yükselmesi için kamudan toplu işten çıkarmalar başlasın... Bununla da bitmiyor tabii... Bunlar yalnızca uygulanacak politikanın görünen ilk adımları olacak. Yunanistan, yalnızca Almanya’ya ve diğer zengin kuzey Avrupa ülkelerine ucuz işgücü transfer eden, limanları ve enerji geçiş hatlarının bekçiliğini yapan, Ege’de Türkiye’ye karşı bir askeri üs olarak kullanılan askeri ve ticari bir lojistik merkezi olacak.
Zaten, Yunanistan krizinin baş sorumlusu sosyal-demokrat PASOK ve Yeni Demokrasi Partisi başından beri ülkeleri için bu stratejiyi uyguladılar. Bir İstanbul kadar etmeyen ülkeyi, Türkiye karşısında silahlanma yarışına soktular. Ülkeyi batırdılar ve şimdi Yunan halkına utanmadan şunu diyorlar; “biz bu politikalarla ülkeyi batırdık, bu politikaların devamı için “evet” deyin” Sizce bir halk kendi idam fermanına imza atar mı; evet medya, akademi ve diğer “satılık” kurumların oluşturduğu ideoloji halkın kanına işlemişse bu olabilir, bugün Yunan halkı, “evet” diyerek Yunanistan için sona giden yola ülkesini sokabilir. Bunun için Syriza’nın “hayır” çağrısı yapması ve Çipras’ın şantajlara boyun eğmeyin demesi yerindedir.