İdeolojik enkazlar üzerine...
Bütün iktisadi kriz dönemleri, aynı zamanda, ideolojilerin de krizinin derinleştiği dönemlerdir. Böyle zamanlarda eski paradigmayı ayakta tutan ideolojiler, eski yaldızlı boyalarını üstlerinden akıtarak birer safsataya...
Bütün iktisadi kriz dönemleri, aynı zamanda, ideolojilerin de krizinin derinleştiği dönemlerdir. Böyle zamanlarda eski paradigmayı ayakta tutan ideolojiler, eski yaldızlı boyalarını üstlerinden akıtarak birer safsataya, hurafe yığınına dönüşürler.
O zamana dek üniversitelerde, medya imparatorluklarında, devletlerin bürokrasisinde, sistemi ayakta tutan bütün kurumlarda kariyer, parasal imkân, mevki için ölümüne savunulan hatta “bilim” diye yutturulan ne varsa, bunları savunanların ikiyüzlülüğü, riyakârlığı da açığa çıkar bunların tümü hayatımızdan çekip gider.
Şimdi bakıyorum da, şu günlerde ekonomide olan her gelişme, açıklanan her veri, her krizden çıkma çabası, arkasında eskiyen ideolojik safsatalarla birlikte “insan” enkazları da bırakarak devasa bir hayat çöplüğüne dönüşüyor.