Güya Kürtler için, Kürtlere rağmen vahşet
Türkiye Isparta'dan Diyarbakır'a, Antalya'dan Samsun'a Beşiktaş'ta kaybettiğimiz şehitlere ağlıyor.Beşiktaş'ta PKK'nın şehit ettiği minibüs şoförü Velat Demiroğlu'nun memleketi Diyarbakır'da cenaze...
Türkiye Isparta'dan Diyarbakır'a, Antalya'dan Samsun'a Beşiktaş'ta kaybettiğimiz şehitlere ağlıyor.
Beşiktaş'ta PKK'nın şehit ettiği minibüs şoförü Velat Demiroğlu'nun memleketi Diyarbakır'da cenaze sırasında yas tutan akrabalarının söyledikleri aslında tüm durumu özetliyor. Gözyaşları içindeki akrabası, PKK'ya lanet okurken şu sözleri haykırıyor:
"Bizi savunmasınlar, bizi öldürmesinler, biz Kürt’üz!.."
Bu saldırı Türkiye'ye yapıldı ve aslında her PKK saldırısında olduğu gibi Türkler, Kürtler, bu ülkenin tüm vatandaşları hedeflendi.
Bu kadar provokatif, vahşi, barbarca bir saldırı PKK'nın askerî ve siyasi çaresizliğini gösteriyor.
Suriye'de sıkışan PKK, Batılı müttefiklerini mahcup etme pahasına, köşeye sıkışmış bir kedi gibi İstanbul'un kalbini hedef alma cüretini gösterebiliyor.
Siyaseten PKK'nın bittiğini söylemek hiç abartılı değil. Bölge halkı "illallah" demiş durumda, şehirlere taşınan savaşın sorumlusu olarak bu vahşi örgütü görüyorlar.
Fırat Kalkanı operasyonu ile eldeki bulguru bırakıp Dimyat'a pirince, yani Türkiye'deki barışı bırakıp Suriye'de devletçik hayallerine koşan PKK/PYD'nin askerî anlamda hezimeti de tamamlanmış oldu.
PKK/PYD'nin kurmaya çalıştığı hat çöktü. Fırat Kalkanı operasyonuna katılan güçlerin el-Bab'a ulaşması, PYD'yi panikletmiş durumda. Zira, el-Bab kritik bir yerde. Afrin ve Kobani “kantonlarını” birleştirmek için hayati önemi haiz.
Türkiye, teröre boyun eğmemeli ve eğmeyecek muhakkak ki. Bölge politikalarını, sınır güvenliği esasına göre uygulamaya devam etmeli.
Bunun yanı sıra, PKK'ya aleni destek veren NATO müttefiki ABD ve AB ülkelerine karşı ahlaki üstünlüğünü her daim hatırlatmalı. Türkiye özellikle Batı'da PKK'nın vahşetini bu kanlı örgüte yüz veren ülkelere karşı hatırlatmalı. Bunu yaparken ise soğukkanlı olmalı.