Rakka: Washington ve Ankara arasındaki kilit nokta

Bir önceki Amerikan Başkanı Barack Obama döneminde dibe vuran Türkiye-ABD ilişkilerinin yeni seyri hâlâ meçhul.Donald Trump'ın Orta Doğu'da izleyeceği politika hâlâ belirsizliğini korurken, Ankara NATO...

Bir önceki Amerikan Başkanı Barack Obama döneminde dibe vuran Türkiye-ABD ilişkilerinin yeni seyri hâlâ meçhul.
Donald Trump'ın Orta Doğu'da izleyeceği politika hâlâ belirsizliğini korurken, Ankara NATO müttefikindeki yeni idareye temkinli yaklaşıyor.
Bunu biraz açalım:
Obama yönetiminden ağzı yanan Ankara, Trump'ı üfleyerek karşılıyor.
Bir yandan ABD'nin Orta Doğu politikalarında olumlu değişim hamlelerini bekleyen ve bu konuda destek sunmaya hazır bir pozisyon alırken Türkiye, diğer yandan Trump'ın irrasyonel politikalarını eleştirmekten çekinmiyor. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Ürdün gibi Trump'ın Müslüman ülkelerden gelen vatandaşlara yönelik koyduğu seyahat kısıtlamasına destek vermiyor Ankara. Hatta hükûmet sözcüsü Numan Kurtulmuş'un ifadelerinde görebileceğimiz bir sertlikle eleştirilerini sakınmıyor. Ancak tümden de gemileri yakmıyor.
Rasyonel olan da bu zaten.
Trump yönetiminden Türkiye'ye ilk olumlu sinyal olarak okunabilecek bir gelişme yaşandı geçtiğimiz hafta.
Washington Post gazetesinin haberine göre ABD’nin eski Başkanı Barack Obama’nın kurmaylarıyla yedi ay boyunca hazırladığı ve Suriye’de PKK-YPG’ye daha fazla silah verilmesini içeren Rakka planını, Trump yönetimi onaylamadı.
Suriye'de DAEŞ'e karşı yürütülen askerî kampanyanın en kilit mevzisi Rakka.
Rakka'yı DAEŞ'in Suriye'deki başkenti olarak tanımlamak yanlış olmaz. 2013 yılında Esad rejiminden önce Suriyeli muhalifler tarafından kurtarılan kent, kısa bir zaman sonra DAEŞ'in eline geçti. DAEŞ Rakka'da sözde bir İslami devlet kurma iddiasını yürütme projesine girişti. Irak'ta Musul, Suriye'de ise Rakka'nın DAEŞ'ten temizlenmesi demek, ABD için bu işin bitmesi yani DAEŞ'in belinin tamamen bükülmesi anlamına geliyor.
ABD, Rakka operasyonunu planlarken önünde kısıtlı seçenekler mevcut.
Irak sendromundan kurtulmamış ABD kamuoyunda Demokrat da, Cumhuriyetçi de olsa, ABD hükûmeti sahaya asker göndermeye hevesli değil. Burası net.
Taşeronlukta bir dünya markası olan PKK, bu durumu iyi kullandı. Fırsatçılık konusunda epey mahir bir terör örgütü olarak, Kürt gençlerini ABD'nin oluşturduğu koalisyonda bedava asker yapmak konusunda hevesli davrandı. Orta Doğu dinamikleri konusunda hiçbir şey anlamadığı açık olan Obama yönetimi, her zamanki beceriksizliği ile DAEŞ'e karşı PKK-PYD'yi destekleme kararı aldı.
Soru şu: Bu durum Trump yönetimi ile değişecek mi?
Bu soruya şu an cevap vermek mümkün değil. Trump kabinesinin Suriye'de izleyeceği yol haritası henüz netleşmedi. Gelen sinyaller karışık: Bir yandan PKK-PYD'nin desteklenmesi projesinin mimarlarından Bret McGurk yeni yönetimde göreve devam ediyor. Bu Türkiye için hayra alamet değil.
Lakin diğer yandan Trump yönetiminden Obama'nın izlediği politikayı izlemeyeceği yönünde ilk somut adım da geldi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Musul sonrası DEAŞ 13 Temmuz 2017 | 1.401 Okunma Kıbrıs sorunu neden çözülmedi? 11 Temmuz 2017 | 360 Okunma G-20'ye dair notlar 10 Temmuz 2017 | 420 Okunma Mülteciler üzerinden bir provokasyon girişimi 06 Temmuz 2017 | 1.540 Okunma Bir tuhaf Körfez politikası 04 Temmuz 2017 | 390 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar