“Bildiri” ve “tepkiler”deki çarpıklıklar
Türkiye günlerdir “akademisyenlerin bildirisi”yle çalkalanıyor. Mesele dönüp dolaşıp bir defa daha devletin terörle mücadelesinde meşruiyet ve hukuka uygunluğun gereğinde...
Türkiye günlerdir “akademisyenlerin bildirisi”yle çalkalanıyor. Mesele dönüp dolaşıp bir defa daha devletin terörle mücadelesinde meşruiyet ve hukuka uygunluğun gereğinde düğümleniyor.
“Bildiri”nin içeriğinde çok ciddî ve vahim yanlışların olduğu açık. Önemli olan bu yanlışlara mâkul cevaplar vermektir. Düşüncelerin yanlış olduğunu söylemektir. İyi niyetli olmayan, bölünme ve parçalanmayı hedefleyen sapmaları, dışlayıcı ve tahrik edici olmayan, bölge halkını ve vatandaşları kucaklayan, yeni tartışmalara, kamplaşmaya meydan vermeyen ifâdelerle düzeltmeye çalışmaktır.
Aksi halde bir “bildiri”yi serişte ederek, işin özünün siyasî rant hesâplı politik polemiklere boğdurulması, terörle mücadeleye, barışa ve bütünlüğe hizmet etmez.
Güneydoğu’da haftalardır devam eden operasyonlarla süregelen çatışmaların, “devletin, başta Kürt halkı olmak üzere, tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam…” benzeri cümlelerle tanımlanması, elbette kabul edilemez…