“Darbe girişimi” de devletin derin dehlizlerinde...
Hukuksuz OHAL uygulamaları devam ederken, temel kırılganlık ve zâfiyetlerle muallel 643 sayfalık Meclis Darbe Girişimi Komisyonu taslak raporu, menhus “darbe girişimi”nin araştırılmasındaki ihmalleri bir defa daha ortaya...
Öncelikle Komisyon Başkanı’nın “bu süreçte siyasi çalışmalarından dolayı” 4.5 ay sonra açıkladığı raporun “Darbe girişiminin önceden haber alınamaması bir istihbarat zaafıdır” cümlesiyle, MİT Müsteşarı’ndan gelecek cevapların aylarca beklenmesi, daha baştan raporun 15 Temmuz’un arka planının ortaya çıkarmada yetersizliğinin sinyalini verdi.
KAMOYUNU OYALAMAYA YÖNELİK
Komisyon Başkanı, Genelkurmay Başkanı’nın AKP’nin oylarıyla komisyona çağrılmamasının nedenini, “Türkiye’deki mevcut hassasiyetler, özellikle güney sınırındaki sınır ötesi operasyonlar nedeniyle sadece yazılı bilgi istediklerini” söylese de, Genelkurmay Başkanı’nın aylar sonra gönderip sadece komisyon üyeleriyle paylaşılacak metnin de 15 Temmuz’un perde arkasının samimiyetle araştırılarak istenmediği kanaatini kuvvetlendiriyor.
Vakıa şu ki, iktidar cânibi, iddialarının aksine kamuoyunu tatmin edici bir raporun hazırlanmasından kaçındı, kaçınıyor.
Sormak lâzım; hangi “hassasiyet”, ülkenin Genelkurmay Başkanı’nın derdest edip rehin alındığı bir “darbe girişimi”nin iç yüzünü ortaya çıkarmaktan daha önemli olabilir?
Özetle, Komisyon Başkanı, “Darbe girişiminden önceki genel durum, olaylar, bastırma olayında rol alan kişiler, kurumlar ve aktörler anlatılmıştır” diyor; lâkin başta kalkışmada “rol” alan “aktörler” ve tanıklar olmak üzere asıl dinlenileceklerin, sorumluluk, önem ve öncelik sırasına göre komisyona çağrılmayıp doğrudan dinlenilmemesi, aylarca çeşitli savsaklamalarla, hep yan yollara sapılıp darbenin etrafında dolaşılıp diğer isimlerle sürenin doldurulmasıyla birçok hususun meçhule terk edilmesi, komisyonun apar topar kotarılan çalışmaları gibi raporun da kamuoyunu oyalamaya yönelik bir olduğu yorumunu teyid ediyor.
Komisyon üyelerine dahi haber verilmeden basın toplantısıyla alelacele açıklanan raporun “darbe girişimi”ne ilişkin karanlık noktaları aydınlatamadığı kanaatini güçlendiriyor.
KÖRELTİLEREK DAHA DA KARARTILIYOR
Zira taslak raporda muhalefetin de tesbitiyle, “darbe girişimi” gecesi ile ilgili hiçbir önemli bilgiye yer verilmemiş, karanlık hiçbir nokta aydınlatılmamış. Darbe ihbarının Cumhurbaşkanı ve Başbakan’dan sakladığı; Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarının derdest edilen kuvvet komutanlarına bilgi vermediğine ve saklayanlar hakkında neden hiçbir işlem yapılmadığına dair açıklık getirilmemiş.
Bütün bunlar, 15 Temmuz “darbe girişimi”yle hesâplaşılmadığını; kalkışma günü ve gecesi devletin üst düzey birimlerinde olup bitenler yine devletin derin dehlizlerinde kaldığını gösteriyor.
Neticede, “darbe girişimi”nin arka plânını araştırmak, “15 Temmuz”un iç yüzünü ve darbecileri ortaya çıkarmak iddiasıyla kurulan “darbe komisyonu”nun bekleneni yapamadığı ortaya çıkıyor…
Gerçekten niçin “15 Temmuz”daki karanlık noktalar köreltilerek süreç daha da karartılıyor?
Hulâsa, “Ergenekon” ve “Balyoz” gibi “darbeye ortam hazırlama ve darbe teşebbüsü” dâvâlarının bir dizi yargılama hatasıyla sulandırılarak “kumpas” çarkıyla toptan tasfiye edildiği gibi, 15 Temmuz “darbe girişimi” soruşturması da yetersizliklerle ve çarpıtmalarla sulandırılıp ıskartaya çıkarılıyor.
Yazık, çok yazık…