Demokrasi ve hukuk tâdilatı
Ankara’da bir dizi hükûmet denklemi konuşuluyor. Seçim yapıldı, millet irâdesi tecelli etti; demokrasi ve hukukta “restorasyon süreci”nin gereğinde herkes müttefik; lâkin siyasetin koalisyon hesaplarını...
Ankara’da bir dizi hükûmet denklemi konuşuluyor.
Seçim yapıldı, millet irâdesi tecelli etti; demokrasi ve hukukta “restorasyon süreci”nin gereğinde herkes müttefik; lâkin siyasetin koalisyon hesaplarını tıkayan ciddî handikapları var.
Haksız ve hukuksuz yargıya müdahale handikapların başında geliyor. 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması sonrasında, Saray’ın direktifiyle AKP’nin kapalı kapılar arkasında, yolsuzluk dosyalarının açılmaması, Sayıştay raporlarının Meclis’e gelip devlet ihâlelerinin denetlenememesi, şâibeli medya kredilerinin araştırılmamasını şartlarının başında koşması daha baştan çıkmaza sokuyor.
Keza, hükûmetin duvara toslayan Suriye politikasını değiştirmeye yanaşmaması, MİT TIR’larının hesabının sorulması ve yargılamalarla ilgili hukukî ve yasal zeminin hazırlanmasını kabul etmemesi, daha baştan çözüm senaryolarının önünde bariyer oluşturuyor. Partilerin meydanlarda halka söz verdikleri yolsuzluk dosyalarının açılması peşinen ıskartaya çıkarılıyor.
Bütün bunların yanı sıra, Cumhurbaşkanı’nın “koalisyon çalışmaları”na karışıp (eski) partisine etkisini sürdürmesi; “Bizim mutlaka iktidar olmamız lâzım” diyen iktidar sözcülerinin, evvelemirde büyük bir telâşla “kimseye yedirtmeyiz” çıkışıyla “Cumhurbaşkanı’nın tavrını tartıştırmayız” restleri uzlaşmanın önünü kapatıyor…
“ONARIM HÜKÛMETİ”