Herkesi aynı çuvala doldurmak

OHAL uygulamalarının hukuk zemininden çıkarılıp, her ihbar soruşturma konusu edilerek, açığa alma, ihraç, gözaltı ve tutuklama işlemi yapılmasının, “darbe girişimi”yle mücadeleye...

OHAL uygulamalarının hukuk zemininden çıkarılıp, her ihbar soruşturma konusu edilerek, açığa alma, ihraç, gözaltı ve tutuklama işlemi yapılmasının, “darbe girişimi”yle mücadeleye ciddî zarar verdiği, toplumdaki kutuplaşmayı tetikleyip sosyal barışı bozduğu ortada.
OHAL uygulamalarının yargıya açılmayıp komisyona havalesiyle adâletin tecellisinin geciktirildiği, ihbar edilen herkesin “terör örgütü üyesi olmak”la suçlanıp mutlaka cezâlandırılması gerektiği gibi bir baskının yapıldığı ortamnda çoğu savcı ve hâkimlerin “aman üzerimde kalmasın” korkusuyla gözaltı ve tutuklama kararı vermeleri hukuka olan güveni yok ediyor.

“Kopyala, kes, yapıştır”la Manas Destanı’na dönen binlerce sayfalık iddianâmelerde hakikatin kaybolduğundan yakınan Adâlet Bakanı’nın ifadesiyle, hukukun temel ilkelerinin başında gelen “mâsumiyet karinesi” hiçe sayılıyor.

Keza Başbakan’ın “Bütün ihtiyaçlarını karşıladık, yargı daha neyi bekliyor?”sorusuyla sürekli ertelenen davaların hızlandırılmasını isteyip tutukluluklarla mağduriyetlerin sürmesinden yakınması bunun ikrarı.

“KES-KOPYALA-YAPIŞTIR”LA…

Bu arada iktidara yakın mahfillerden bile kimi üst seviye yöneticilere yakın ya da varlıklı kişilerin tahliyesi ile “parasal girişimler” ya da “siyasal kayırmalarla” özel koruma tartışması sürüyor.

Adalet Bakanı’nın savcıların herkesi suçlu addeden iddianâmelerini hazırlarken, isnat edilen suçla onun fâillik durumu hakkında “somut kanaat”e mutlaka ulaşmaları için gerekçeli kararlarını “kes-kopyala-yapıştır”la değil, bizzat kendilerinin hazırlamaları gerektiğini söylemesi de sorunun açık itirafı.  

Özellikle medya alanında “FETÖ bağlantısı” gerekçesinin gelişigüzel kullanımında ve kayyım atanan şirketlerin işletilmesi ve denetlenmesinde hukukun hiçe sayılmasına dikkat çekiliyor.

Özetle, OHAL’in amacından saptığı, darbecileri yargılamanın ötesinde, 28 Şubat “postmodern darbe” sürecine benzer “devlet refleksi”yle bütün muhalifleri “terör örgütü ile irtibat ve iltisak”la itham ve tehdit ederek sindirme ve tasfiye operasyonuna dönüştüğü iktidar mahfillerince de belirtiliyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Fikri hezeyanlaştıran” siyasî manipülasyonlar 06 Mayıs 2018 | 283 Okunma İktidarınki “hamle,” muhalefetinki “hülle ve hîle”! 29 Nisan 2018 | 198 Okunma “Suriye’nin politikası”nın garabetleri 22 Nisan 2018 | 188 Okunma Bu ne rest, bu ne Patriot müzâkeresi! 08 Nisan 2018 | 217 Okunma Soruşturmalar sulandırılıyor 25 Mart 2018 | 354 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar