Kuzey Irak referandumunun arka plânı - 1

Kuzey Irak’ı Irak’tan koparacak referanduma karşı önalmada geciken Ankara’nın son kertede itiraz ve eleştirilerle, askerî tatbikat gövde gösterisiyle kalması dikkat çekici.Gerçek şu ki Ankara’nın...

Kuzey Irak’ı Irak’tan koparacak referanduma karşı önalmada geciken Ankara’nın son kertede itiraz ve eleştirilerle, askerî tatbikat gövde gösterisiyle kalması dikkat çekici.
Gerçek şu ki Ankara’nın Irak merkezî hükûmetini devre dışı bırakarak Kuzey Irak’la ilerlettiği ortaklıkla âdeta Irak’ın bölünüp parçalanmasına çanak tutuldu. 

Ankara, Irak Anayasasında başta petrol ve doğalgaz olmak üzere yeraltı - yerüstü kaynaklarının bütün Irak halkına ait olduğu açık hükmüne rağmen, Kuzey Irak yönetiminin merkezî Irak hükûmetine kafa tutarak bölgedeki enerji rezervleri üzerinde tasarrufta bulunmasını fiilen onaylayıp palazlandırdı. 

Özetle Kuzey Irak yönetiminin, dünya petrol tüketiminin yüzde 10’unu bulacak muazzam pazardan yüzde 17 hisse ile yetinmeyip, Bağdat’ı by pass ederek, başta Kerkük’ten Musul’dan hortumladığı milyonlarca varillik Irak petrolünü çoğu Yahudi sermayeli Amerikan ve İngiliz ecnebi şirketlerine peşkeş çekmesine Ankara’nın dünya piyasalarına sevkıyatına aracılık etmesi, Erbil’le doğrudan petrol ve doğalgaz anlaşmalarını imzalaması Bağdat’la arasını açtı. 

ANKARA’NIN BAĞDAT’I BYPASS’I ERBİL’İ ŞIMARTTI

Aslında her fırsatta ileri sürülen Türkiye’nin “Irak’ın toprak bütünlüğü” kırmızı çizgisi”ni berhava eden politikalarla Irak’ın kuzeyinin Irak’tan koparan tefrika fitnesine tam destek verildi. 2015’te daha sonra rafa kaldırılan “çözüm süreci” kapsamında Habur sınır kapısında konvoyla karşılanan Barzani, Diyarbakır’da bayrağı asılıp “devlet başkanı” protokolüyle ağırlandı. Çağrıldığı AKP kongresinde “Türkiye seninle gurur duyuyor!” sloganlarıyla alkışlandı. 

Keza Barzani’nin ve partisi KDP’nın 16 Nisan referandumu için “evet” kampanyası başlattığı açık ikrarıyla (gazeteler, 13.8.17), Şubat 2017’de “Cumhur-başkanlığı referandumu” sürecinde Güneydoğu’daki bazı aşiretleri etkilemesi hesâbıyla Türkiye’ye davetinde -teâmüllere aykırı olarak- Bölgesel Yönetimin bayrağı asılarak “resmileştirilip meşrulaştırıldı.” 

Yine Barzani’nin ziyaretiyle İstanbul ve Ankara’da göndere çekilmesinden bir ay sonra Kerkük’e Kürt bölgesi bayrağının asılmasına Bağdat ve Tahran sert tepki gösterirken, kamuoyunun tepkisiyle Dışişleri Bakanlığı, “Kerkük’e Bölgesel Yönetimi bayrağının asılması Irak anayasasına aykırıdır” cılız açıklamayla geçiştirdi. (Milliyet, 28 Mart 2017) Cumhurbaşkanı, “Kerkük’te ikinci bir bayrağın asılmasını kesinlikle yanlış buluyorum. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ne sesleniyorum, bu yanlıştan bir an önce dönün” demekle yetindi. (NTV, 4 Nisan 2017)

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Fikri hezeyanlaştıran” siyasî manipülasyonlar 06 Mayıs 2018 | 283 Okunma İktidarınki “hamle,” muhalefetinki “hülle ve hîle”! 29 Nisan 2018 | 198 Okunma “Suriye’nin politikası”nın garabetleri 22 Nisan 2018 | 188 Okunma Bu ne rest, bu ne Patriot müzâkeresi! 08 Nisan 2018 | 217 Okunma Soruşturmalar sulandırılıyor 25 Mart 2018 | 354 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar