MGK kararı, yargının yerine geçemez
Son süreçte hiç bir yargı kararı olmadan devletin dinî cemaatleri ve grupları tâkip ve fişlemesi, “Nurculuk faaliyetleri ve Gülen grubunun yurt içi ve yurt dışı faaliyetleri”ne dair 481 sayılı 25...
Son süreçte hiç bir yargı kararı olmadan devletin dinî cemaatleri ve grupları tâkip ve fişlemesi, “Nurculuk faaliyetleri ve Gülen grubunun yurt içi ve yurt dışı faaliyetleri”ne dair 481 sayılı 25 Ağustos 2004 tarihli MGK kararını Başbakanlığın ilgili bakanlıklara tamimiyle başlatıldı.
Başbakanlık Uygulamayı Tâkip ve Koordinasyon Kurulu’nun (BUTKK) mevzubahis MGK kararıyla “irtica ile mücadele”ye dair hazırlayıp devlet kurumlarına gönderdiği “eylem plânları” tâlimatlarıyla “geri bildirimleri”nin alındığı, devlet kurumlarınca gönderilen tâkip, fişleme, uygulama ve engelleme operasyonlarına dair resmî yazışmalarla deşifre edildi.
Peşinden Başbakan adına Başbakanlık Müsteşarının imzasıyla, Başbakanlık Güvenlik İşleri Başkanlığı’nca 28.10.2004 ve 17.3.2005 tarihlerinde Başbakan yardımcılıklarına, bakanlıklara, MGK’ya, MİT’e, YÖK’e gönderilen “İrticaî Faaliyetlere Karşı Yürütülecek Ek Eylem Plânı” konulu “gizli” ve “kişiye özel” yazılar, dinî grupların izlenip fişlendiğinin açık belgesi oldu. Ardından Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığıı tarafından 6 Kasım 2009’da bütün emniyet müdürlerine gönderilen tâlimat, Nurcular, Nakşiler, Süleymancılar ve Kadiriler başta olmak üzere Türkiye’deki dinî akımların “millî güvenliği tehdit ettiği” gerekçesiyle izlenip fişlendiğini açıkça ortaya çıkardı. (Hüseyin Özay, Taraf, 17.8.14)
“TERÖR ÖRGÜTÜ” KARARI VEREMEZ!
MİT’in, teşkilâtın tâkip ettiği örgütlere, espiyonaj/ kontrespiyonaj faaliyetlere ve diğer organize suç örgütlerine ait çalışmaları sonlandırıp, “2014 yılı Hedef Öncelikleri ve Planlı İstekleri”yle “yeni hedef” olarak “paralel devlet” kapsamında bütün dinî cemaat ve tarikatlar hedef gösterilerek yurt içi ve yurt dışı kaynaklı her türlü dinî yapılanmaların hassasiyetle tâkibini istemesi, bürokrasideki cemaat mensuplarının tesbiti ve dinî yapıların içinden “eleman edinilmesi”ne dair 15 Ocak 2014 tarihli tamimiyle, dinî cemaat ve tarikatların tâkip ve fişlenmesiyle tasfiyeleri tam gaz sürdü.