Özel okullara el koyup devletleştirme!

Her gün şehid cenâzelerinin geldiği günlerde Sarayda büyükelçilere konuşan Cumhurbaşkanı, “paralelle mücadele” telkininde bulundu.  “Özellikle ‘paralel devlet yapılanması’ bu konuda...

Her gün şehid cenâzelerinin geldiği günlerde Sarayda büyükelçilere konuşan Cumhurbaşkanı, “paralelle mücadele” telkininde bulundu. 

“Özellikle ‘paralel devlet yapılanması’ bu konuda diğerlerini de geride bırakan bir ihanet çizgisine geldi. Türkiye’nin ‘paralel devlet yapılanması’ ile yürüttüğü mücadele konusundaki kararlılığımızı sizlere bir kez daha belirtmek istiyorum” sözleri, öncekilerin bir nevi tekrarıydı.

Ancak, “Millî Eğitim Bakanlığımızca yakından izlenen bu çalışmalarınızda Cumhurbaşkanı olarak şahsımın da daima yanınızda olduğundan şüpheniz bulunmasın” diye büyükelçileri “paralelle mücadele”ye çağırması, çarpıcı oldu. 

Ancak, yürürlüğe sokulacak “kanun”la “Afrika, Balkanlar, Kafkaslar başta olmak üzere ‘paralel devlet’ bünyesindeki gözüken okullara sür’atle sahip çıkılma” perdesinde devletin el koyması direktifi, hukuk devletinde vakıf mallarına el konulmasında çarpıcı bir çağrı odu. 

“Bu yapının kurduğu okullar, geliştirdiği ticarî ilişkiler kendi malı değildir. Bunların hepsi bu ülkenin ve bu milletin imkânları ile tesis edilmiştir. Ama zekâttır, ama sadâkadır, ama yardımdır. Okullar konusunda Millî Eğitim Bakanlığımız bünyesinde Maarif Vakfı’nın hayata geçmesi, arka arkaya yaşadığımız seçimler sebebiyle biraz gecikti” diye konuşup bu câmianın “ortaya çıkardığı kurumların aslen devlete ait olduğunu” iddiası, birçok soruyu beraberinde getirdi.  

Gerçekten sormak lâzım; zekât, sadâka, yardım ve teberrûlarla da olsa, “milletin malıdır” diye vatandaşların gayretlerle meydana getirdikleri özel eğitim yuvalarına devletin el koyup “devletleştirmesi”ne hakkı var mı? 

Biraz insaf ve iz’an…

İktidarın “ustalık dönemi” ekonomi karnesi

“Son üç yıldır ekonomi iyi yönetilmiyor. Ve hem millî gelir hem de kişi başına gelir sürekli geriliyor. Millî gelir 822 milyar dolardan 771 milyar dolara geriledi. Kişi başına gelir on bin doların altında 9.922 dolara düştü. Yani 2007 yılı seviyesine geriledi. (...)

“Türkiye Hazinesi dünyanın en yüksek faizini ödüyor. Çünkü 10 yıllık Hazine tahvillerinin faizi yüzde 10.5 oldu. Dünyada böyle yüksek faiz yok. (…) Anlayacağınız AKP hükûmeti faiz lobisine çalışıyor. İktidar sürekli ‘faizler yüksek’ diye propaganda yapıyor. Hâlbuki en yüksek faizi AKP hükûmetinin yönettiği devletin hazinesi veriyor….” (Süleyman Yaşar, Taraf)

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Fikri hezeyanlaştıran” siyasî manipülasyonlar 06 Mayıs 2018 | 283 Okunma İktidarınki “hamle,” muhalefetinki “hülle ve hîle”! 29 Nisan 2018 | 198 Okunma “Suriye’nin politikası”nın garabetleri 22 Nisan 2018 | 188 Okunma Bu ne rest, bu ne Patriot müzâkeresi! 08 Nisan 2018 | 217 Okunma Soruşturmalar sulandırılıyor 25 Mart 2018 | 354 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar