Seçilmişlere müdahale çarpıklığı...
Bir yandan bizzat Cumhurbaşkanı, Şehircilik ve Çevre Bakanı ile bakanlardan en üst düzeyde “şehre ihânet ettik, İstanbul Boğazı’nı felç ettik,” hayıflanmalarıyla, “çarpık...
Bir yandan bizzat Cumhurbaşkanı, Şehircilik ve Çevre Bakanı ile bakanlardan en üst düzeyde “şehre ihânet ettik, İstanbul Boğazı’nı felç ettik,” hayıflanmalarıyla, “çarpık yapılaşma” ve “kişiliksiz projeler”le şehirlerin beton, demir, tuğla yığınlarına çevrilip “şehirlerin canına okumuşuz!” yakınmalarıyla, “yaylalar ve kıyılar işgal edilmiş”, “en büyük hırsızlık imar hırsızlığı” itiraflarıyla, özellikle belediyeler üzerinden “ranta dayalı garabetli imar yağma ve talan” itirafları yapılırken, diğer yandan “ya istifa, ya gereği yapılacak!” baskı ve şantajlarıyla “istifa ettirilmeler”in ilçe belediye başkanlarına kadar vardırılacağı belirtiliyor.
İşin çarpıcı yanı, “siyasi iktidara iliştirilmiş” bir kısım yazarların televizyonlarda, “kraldan ziyade kralcı” kesilip, seçilmiş belediye başkanlarının sözkonusu antidemokratik, hukuk dışı baskılarla istifa ettirilmelerini “iktidar partisi sözcüsü” gibi “normal bir işlem”miş gibi lanse etmeleri.
Göz göre göre, “Sayın Cumhurbaşkanı, 87 mahalli seçimlerinde ANAP’ın kaybıyla uğradığı ‘düşüş ve tükenişi’ne ve partisinin uğramaması ve moral bozukluğuna karşı bu yola başvurduğunu yüksünmeden söylemeleri. Halkın reyiyle seçildikleri süredeki hak ve görevleri “kamu hukuku” haline gelen başkanların baskıyla zoraki istifa ettirilmesini “savunma”ya yeltenmeleri.