Uludere faciası da “devletin derin dehlizleri”nde kaldı
28 Aralık 2011’de Şırnak’ın Uludere ilçesi kırsalında Kuzey Irak’tan dönen köylüler kafilesinden 18’i çocuk 34 vatandaş “yanlış istihbarat” sonucu “terörist” olarak ihbar...
28 Aralık 2011’de Şırnak’ın Uludere ilçesi kırsalında Kuzey Irak’tan dönen köylüler kafilesinden 18’i çocuk 34 vatandaş “yanlış istihbarat” sonucu “terörist” olarak ihbar edilip savaş uçaklarınca bombalanarak öldürülmüştü.
Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın Uludere’nin Ortasu (Roboski) Köyü’nde 34 vatandaşın savaş uçaklarınca bombalanıp katledilmesine dair “tâkipsizlik kararı”nda, soruşturma konusu olayda “Şırnak İli Uludere İlçesi Güneyi sınır ötesinde 34 kişinin ölümü ile ilgili ihmal iddiaları” kayda geçirilmiş; “soruşturmadaki şüpheliler” olarak beş ilgili komutanın ismi sıralanmıştı.
Maktul yakınlarının başvuru dilekçesinde “kasten öldürme”den “hukuka aykırı veya mutlaka gerekli olmayan ve orantısız güç kullanımı”na, “bombalamadan sonra yetkililerin yaralıları kurtarmak için çaba sarf etmemeleri”nden “ölüm olayından sonra etkili soruşturma yapılmaması”na kadar birçok açık “hak ihlâli” bildirilmişti.
YARGILAMA GARABETLERİ…
Kırılmanın ilk sinyali, iktidar partisine mensup Meclis Uludere Komisyonu Başkanının, “Olayda kasıt yok, ama yönetimin zincirleme hataları var” garip açıklamasıyla verildi. 34 insanın katli, “vahim hata” türü söylemlerle geçiştirilmeye çalışıldı. Hatta AKP sözcüsü, “Uludere bir operasyon kazasıdır” diye konuştu. İçişleri Bakanının, “Emri Hava Kuvvetlerindeki komutanlar verdi” deyip öldürülen 34 köylünün terörist değilse bile “kaçakçı oldukları”nı söylemesiyle katliam adeta “mâzur” gösterilmek istendi.
Ve “karar”a gerekçe olarak “belge eksikliklerinin tamamlanmadığı”nın gösterilip, 34 sivilin katlinin “kaçınılmaz hata” olarak kayıtlara geçmesi ve askerî savcılığın “tâkipsizlik kararı” Uludere fâciasının da örtbas edilip devletin “kayıp envanteri”nden düşüldüğüne dair istifhamları derinleştirdi.