“Yeni anayasa” görüşmeleri
Seçim sonrası iktidarla muhalefet arasındaki ilk görüşmenin “yeni anayasa”ya dair olması olumlu bir gelişme. İlk görüşmede, şimdiye kadar 16 kez değişikliğe uğrayan ve 100’e yakın maddesi...
Seçim sonrası iktidarla muhalefet arasındaki ilk görüşmenin “yeni anayasa”ya dair olması olumlu bir gelişme.
İlk görüşmede, şimdiye kadar 16 kez değişikliğe uğrayan ve 100’e yakın maddesi değiştirilen, “hayır” demenin yasak olduğu, “tehditlerle, korkularla, hîlelerle” zorla halka kabul ettirilen 12 Eylül ihtilâli ürünü “antidemokratik anayasa”nın tasfiyesinde mutâbakata varılması kayda değer. Anamuhalefet sözcüsünün, “En önemlisi herkes her zaman şikayet ediyor. Sayın Başbakan da iktidar partisi de genel başkanımız da Türkiye artık 12 Eylül ayıbından kurtulmak zorunda. Birinci sınıf demokrasiye ulaşmak adına 12 Eylül engellemelerinin artık kalkması gerekiyor. Yasal çerçevede yapılaması gereken bir çalışma. Bu konuda bir anlayış birliğine varıldı” ifâdesi ümit verici.
Zira, başta mevcut Anayasa olmak üzere 12 Eylül darbe döneminden kalma 600’den fazla kanun ve mevzuatın hâlen dayatıldığı muallel sistemin “yamalar”la demokratikleşemediği ortada.
Bunun içindir ki, demokratik sistemi felç eden, hak ve hürriyetleri ketmeden, millet irâdesinin tecellisine gem vuran “darbe anayasası”nın ortadan kaldırılıp, AB demokrasi ve özgürlükler müktesebatına uygun, insan haklarını teminat altına alan ve millet irâdesini hakkıyla tecelli ettiren demokratik bir Anayasa’nın ikamesi gerekiyor…
DEMOKRATİK TÂMİRAT İÇİN…
Demokratik tâmirat kapsamında, “yeni anayasa”nın temel demokratik esaslarla hazırlanması; demokratik hak ve hürriyetlerin geliştirilmesi; ülkenin normalleşmesi için kamplaşma ve kutuplaşmayı giderecek, topyekûn bir demokratik ve hukuk restorasyonunu sağlaması şart.
Sistemin ciddî bir restorasyona tabi tutulması, bütün vaad ve çağrılara rağmen on üç yıldır düzeltil(e)meyen 12 Eylül darbesinden kalma antidemokratik yasaların mevzuattan ayıklanmasına anayasal zorunluluk oluşturulması lâzım.
Bunun için Anayasa Mahkemesi’nden HSYK’ya, yargı kurumlarının politik etkilerden kurtarılması; “MİT yasası”ndan “iç güvenlik yasası”na, Sayıştay raporlarının Meclis’in önüne getirilip devlet harcamalarının denetlenmesinden Ceza Muhâkemeleri Kanunu’na, birçok alana el atılması icâb ediyor.
Keza Millî Eğitim’den YÖK’e, MİT’ten MGK’ya, BBDK’dan TMSF’ye, SPK’dan, Hazine ve Dış Ticaret’ten Kamu İhâle Kurumu’na, RTÜK ve TRT’den AA’ya, kamu bankalarından KİT’lere, tüm kurumların siyasî baskılardan arındırılması, demokratikleşme için olmazsa olmazların başında geliyor