ABD’nin B planı ve Türkiye’nin rolü
Rusya’nın, Suriye yönetimiyle savunma anlaşması uyarınca, şeriat rejimi hedefleyen cihatçılara yönelik “terörle mücadele” operasyonu birinci yılını doldurdu. Operasyonun...
Rusya’nın, Suriye yönetimiyle savunma anlaşması uyarınca, şeriat rejimi hedefleyen cihatçılara yönelik “terörle mücadele” operasyonu birinci yılını doldurdu. Operasyonun yıldönümünde Obama/ Kerry’nin “Suriye’de çözüm diplomasisi” çökmüş görünürken, aylardır sözü edilen “B Planı” yürürlükte. Türkiye’nin Suriye ve ötesinde oynadığı/oynayacağı roller itibarıyla bizi de yakından ilgilendiriyor.
***
Önce Rus operasyonuna giden virajı anımsayalım... 2015 baharında Suudi/Körfez petrol şeyhliklerinin parası, Türkiye’nin İslamcı yönetiminin kolaylaştırıcılığıyla silah ve lojistik tazeleyerek atağa kalkan cihatçılar, beş yılın sonunda artık “takatı kalmamış” Suriye ordusuna karşı atağa geçmişti. İdlib’i ele geçirip Lazkiye’yi tehdit etmekteydiler. Bilmeyen gidip kim olduklarını Keseblilere sorsun. Halep’in merkezinde iki yıldır kuşatılmış yüz binlerce insan ve ordu vardı. Rusya “siyasiçözüm” için öneriler sunmaktaydı. 2015 yazında Batı’da “rejim değişikliği/parçalanma” beklentisi hâkimken tema şuydu: “Rusya, Esad’ı terk etmek üzere.”
Bu sebeple 30 Eylül 2015’te satranççı Ruslar doğrudan askeri yardıma koşunca önce şaşırdılar, sonra “Afganistan bataklığı” kıyasları sökün etti...
Sonrası malum, sahada iş değişti. Uluslararası hukuk ve BM kararları uyarınca, IŞİD’in yanı sıra alenen El Kaide’ye biat etmiş Nusra Cephesi ve ittifak eden İslamcı gruplar hedef alındı. Lazkiye’ye tehdit savuşturuldu, UNESCO mirasındaki antik kent Palmira IŞİD’den kurtarıldı, Şam’ın banliyöleri temizlendi, yerel ateşkesler genişletildi, Suriye ordusu Deyr ez Zor’da hareketlendi, Halep’te kıskaç tersine döndü.
Sahada ipi elinden kaçıran Batı cephesinde Obama’nın 2015 baharındaki “Ilımlı yaratmak zaten fanteziydi” saptaması dururken, “ılımlıları ayırmak” teması “trendy” oluverdi. Nusra sözcüleri “gömlek değiştirip” CNN’de boy gösterdile