Cumhuriyet bitirilemez
Şaşırmadık. Cumhuriyet’e sert bir saldırı geleceği aşikârdı. Din ve mezhep sosuna bulanmış doludizgin bir faşizmin, biat etmeyenlere kadife eldivenle girişmesini bekleyemezsiniz. Onlar için her yol mubahtır....
Şaşırmadık. Cumhuriyet’e sert bir saldırı geleceği aşikârdı. Din ve mezhep sosuna bulanmış doludizgin bir faşizmin, biat etmeyenlere kadife eldivenle girişmesini bekleyemezsiniz. Onlar için her yol mubahtır. Hak, hukuk, ahlak, akıl, izan, insanlık gözetilecek değildir.
Pazar akşamüzeri Bağdat Uluslararası Havaalanı’na indiğimde olacakları bilemezdim elbette. Ertesi sabah erkenden haber ve röportajlarım için koşturmaya başlarken eş dostumun kaygılı “Neredesin” mesajlarına “Bağdat” yanıtını verdiğimde, talihin ironisi pek çoğundan “Eh orası daha güvenlidir!” mesajı aldım.
***
Irak, şimdilerde yandaş ekranlarda “öyle bir devlet mi var” lafının utanmazca sarf edildiği, Batı emperyalizminin liberal müdahalecilikle ezip geçtiği ülke. Benim kişisel tarihimde siyasal İslama “merhametle” bakmamda etkili olduğundan daha mühim. Yani hayat deneyimi, yanılgılar ve pişmanlıkların sembolleştiği diyar.
Irak, uzun bir Amerikan işgalinin ardından iki senedir istilacı barbarlar sürüsüne karşı savaşıyor. En son 2014 Ağustos’unda onların sürdüğü insanların izinde Irak’ın kuzeyinde dolaşmıştım. Bu sefer de her kesimden insanla konuşarak yazacağım izlenimleri okuyacaksınız. Pek çokları peşmergenin peşinde silahlardan kusulan ateşleri görüntülemek üzere Erbil’e doluşmuşken Bağdat’a gelme sebebim, Ortadoğu coğrafyasında yayılmacı hırslarla debelenenlerin yankılarını anlamak. Ortadoğu’yu kana bulayıp memleketimizi enfekte eden akılsızlık/ izansızlığın izini sürmek.