Halep ve cihatçı tekfirci komplo
“Suriye” dediğimiz diyar çoktandır “Suriye’den ötesi”... En başta Ortadoğu halklarına kurulan cihatçı/tekfirci komplonun hedefi olarak 4.5 yıldır mücadele edenlerin memleketi. Suriye aynı zamanda...
“Suriye” dediğimiz diyar çoktandır “Suriye’den ötesi”... En başta Ortadoğu halklarına kurulan cihatçı/tekfirci komplonun hedefi olarak 4.5 yıldır mücadele edenlerin memleketi. Suriye aynı zamanda Anadolu coğrafyasına yönelik cihatçı saldırganlığın merkezi yapıldı. Dolayısıyla Suriye, “Türkiye halklarının savunmasının da başladığı yerdir” desek abartmış olmayız.
***
İhvancıların “süslü” yüzünü oluşturduğu bu saldırgan hareket, Batı desteğiyle en başından Suriye sınırlarını kemirip durdu. Suriyeliler koca medeniyet mirasını yok eden bu zihniyetin yıkıcı savaşına maruz kaldılar. Ama ne uluslararası güçlerin döktüğü silahlar, ne Körfez şeyhliklerinin Batı’da milyarlar harcayarak giriştikleri trajikomik “demokrasi” imajı, ne Suud’un kurduğu kimyasal komplo... Hiçbiri işe yaramadı. Neyse ki memleketimizi yöneten Pan-İslamcı/Osmanlıcı aklın yıkıcı hayallerinin bir karşılığı hiç olmadı. Ama bu devasa toplu saldırı karşısında; İran’ın ancak 2012 ortalarında utangaçça devreye giren yardımları da Rusya’nın ancak geçen eylüldeki askeri müdahilliği de Suriyelilerin mücadelesini tek başına izaha yetmez. Tarih nasılsa yazacak.
***
Nihayet 4.5 yıl sonra işler tersine dönüyor. Cihatçı/tekfirci komplocuların ağlaklıkları bundan. Batı medyasında yine “ılımlı isyancı” genellemelerinin pazarlanması da öyle. “Kim bunlar” diye sorsanız, yanıt yok. Ben söyleyeyim. El Kaide’nin kolu Nusra Cephesi, Ahrar, İslam Ordusu, Şam Cephesi, Fetih Ordusu, El Aksa Tugayı, Çeçen, Özbek, Dağıstanlıların Muhacir Ordusu, Sultan Murat, Sultan Muhammed el Fetih, Nureddin Zengi grupları. ÖSO dediğiniz, ismi var cismi yok. Hepsi İdlib’de, Halep’te yönettikleri yerlerde şeriat düzeni kuranlar...
***
Şimdi bunların bir kısmı Batılı patronlarının talimatlarıyla, çerçevesi Viyana’da “seküler Suriye...” diye çizilmiş müzakereler için Cenevre III’te zoraki masaya oturtulmaya çalışılıyor. Riyad’da belirledikleri heyetlerinin de Suriye’de bir temsiliyeti yok.
Muhalefet adına tek güç var o da bu cihatçı/ tekfirci komploya bulaşmamış Kürtler ve müttefikleri. Onların tek yaptıkları birlik olup kendilerini korumaktan ibaret. Kürtler cihatçı/tekfirci komplonun parçası olmadıkları için başından beri dışlandılar, bütün bölgede hedefteler. Tabii bu dışlamanın bir hükmü yok. “Kürtlere Cenevre daveti çıkarttırmadık” diye sevindirik olanlar, Amerikalı temsilci Brett McGurk’un Kobane ziyaretini ağzı açık izlerken Ruslar destek verecek diye yürekleri hop oturur hop kalkar... Bu arada cihatçı/tekfirci komployu bir türlü tam idrak edemeyen bir kısım millici ahalimiz de akıl edip “Biz niye birlikte yaşadığımız Kürtleri dışlarız” diye sormaz!
***
Ama az kaldı. Vaktiyle maalesef Anadolu’dan söküp attığımız insanların kaçış rotası olan kadim kent Halep’te dananın kuyruğu kopuyor. Türkiye’den cihatçılara en önemli ikmal hattı kesildi. Geriye Reyhanlı/Bab el Hava kaldı. Bakmayın siz “Halep düşüyor” laflarına. Cihatçı/tekfirciler 2012 yazında “Sünni karaktere” vurgu eşliğinde Haleplilerin niye isyan etmediğinin hesabını sormaktaydı. Halepliler 3.5 yıldır bunlara hiç teslim olmadılar. Bugün kalan 2 milyona yakın nüfusun çoğunluğu yönetim kontrolünde yaşıyor. Cihatçı/ tekfircilerin telaşları ise Halep’ten tümüyle silinmek. Suriye ordusu Sünnisi, Alevisi, Hıristiyanı, Dürzisiyle adım adım ilerlerken Kürtlerin başını çektiği Suriye Demokratik Güçleri de bunların bileklerini bükmekte. Sonrasında ver elini Deyr ez Zor ve Rakka’taki cihatçı/tekfirci uzantı IŞİD.